Otokatakinetik (autocatakinetic) sistem kendini idame ettiren bir antitedir.
Bu sistem öğelerinin sürekli hareketleri sırasında dağılan alan potansiyellerinden ortaya çıkan ve çizgisel olmayan (nonlinear) ilişkilerden oluşmuştur.
İlişkilerin çizgisel olmaması demek, sistemin ögelerinin birbirlerini izleyen ahenkli ve birbirlerini tamamlayan bir düzene sahip olmaması demektir. Sistemde geri tepmeli ve antagonistik döngüler olmalıdır. Onlardan yoksun sistem dış ajitasyonlara daha duyarlıdır. Otokatakinetik sistem kendi iç özgürlügünü başka türlü seçemez.
Potansiyelden kasıt da basınç ve sıcaklık gibi farklardır. Sistem o farkların mümkün olduğu kadar hızla dağılıp azalmasını sağlayarak varlığını korur ve idame ettirir.
Otokanakinetik sistemler kendi iç özgürlük sınırlarını kendileri seçerler ve böylece kendi dağılan yüzeylerini maksimuma çıkarırlar. Benard hücrelerinde gözlemlendiği gibi, yüzey boyutların karesi olarak genişlerken, hacim boyutların küpü olarak genişler. Bu nedenden izometrik olarak büyümekte olan otokanakinetik sistemler belli bir büyüklüğün üstünde kendiliklerinden bölünürler ve böylece kendi yayılan yüzeylerini çoğaltırlar. Bu kendiliğinden örgütlenme şeklinde bir düzendir. Düzenli bir şekilde örgütlenen sistemler evrende kendiliklerinden ortaya çıkarlar ve varlıklarını idame ettirirler.
Benard deneylerinde olduğu gibi, basit fiziksel sistemler Boltzman'ın entropinin düzensizliği simgelediği ve düzenin ortaya çıkmasının imkansız olduğu görüşünü yanlışlar. Çünkü düzen ilk fırsatta kendini manifest eden ve sık karşılaşılan bir olgudur.
Önceleri, artmakta olan düzensizlikden çıkan bu fırsatçı düzenin bilimsel temelinin ne olduğu anlaşılamamıştır. Bu durumu gözlemleyen Bertalanffy yeni ve henüz keşfedilmemiş bir termodinamik kanunun varlığından kuşkulanmıştır. Schrödinger de entropiye karşı gelen kuramsal bir negentropi'nin varlığından bahsetmiştir. Düzensizlikten düzenin ortaya çıkması bir nehrin kaynağına doğru ters yönde akması anlamına gelmektedir. O halde giderek artmakta olan entropiye rağmen ortaya çıkan düzeni açıklayan bir kanun olmalıdır. O kanunun da entropi olabileceğini kimse düşünememiştir. Düşünemeyenler arasında Schrödinger gibi, en parlak bilim adamları da vardır. Düzenin nedeninin düzensizlik olabileceğini kim düşünebilir? Tabii aslında entropi düzensizlik değildir. Entropinin düzenden sorumlu olması, düzensizlik olmadığının kanıtıdır.
Düzensizliğin düzene dönüşmesi sırasında sistemin uzay-zaman boyutlarında genişleme olmaktadır. Yukarda değindiğimiz gibi yüzey boyutların karesi olarak genişlerken, hacim küpü olarak genişlemektedir. Otokatakinetik sistemlerin, kendilerini dengeden uzak tutacak entropiyi yeterince üretmeleri ve kendilerini geliştirmeyi ve idame ettirmeyi kompanze etmesi durumunda, var olmalarına izin verilir. Evrendeki sistem ve düzen budur. Başka bir deyişle, ortaya bir düzenin çıkması için sistemin ve çevrenin birlikte yeterince entropi üretmesi ve yeterli kaynağı bularak onları etrafa yayması gerekmektedir. Bunun için de potansiyelleri etrafa yaymada düzenli akımın, düzensiz akımdan daha etkili olması gerekmektedir. Ve nitekim bu gerçekleşmektedir.
İkinci termodinamik yasanın klasik yorumuna göre entropi maksimum olmak zorundadır. Bu aynı zamanda sistemle çevresi arasındaki potansiyelin (sıcaklık farkının) en düşük olması anlamına da gelir. Bu farkın mümkün olduğu kadar hızlı ve etkili düşürülmesi gerekmektedir. Ancak bu kanun mevcut patikalardan hangilerinin izlenerek bunun başarılacağı ile ilgilenmez. Bu konuda verilen klasik bir örnege kısaca değinmek istiyorum.
Dağ başında bir ormanlıkta karların ve buzların arasında yer alan sıcak ve şirin bir dağ kulübesi imgeleyelim. Sıcak kulübeden soğuk ormanlığa ısı kaçacaktır. Bilindiği üzere ısı sıcaktan soğuğa doğru hareket eder. Dışarısı ile içerisi arasında sıcaklık bazında bir potansiyel farkı vardır. Kulübeden ormanlığa ısı enerjisi kaçacak ve aradaki potansiyel en küçük düzeye düşürülmeye çalışılacaktır. Bu bir fizik kanunudur.
Önce kulübenin oldukça iyi yanıtıldığını düşünelim. Isı yalnız duvarlardan kaçabilecektir. Daha sonra bir pencere ve bir kapı açarak ısının kaçmasının önündeki engelleri azalttığımızı düşünelim. Isı kulübeden daha büyük bir oranla kaçmaya başlayacaktır. Bu durumda sağduyumuz bize, ısının kaçmasını önleyen engellerin ortadan kaldırılması anlamına gelen yeni bir patika veya patikaların açılmasının, sistemin ısısını daha etkili bir şekilde düşüreceğini söyleyecektir. Kulübe ve onun hemen dışındaki ormanlıktan oluşan sistem, aradaki potansiyel farkını, artan bir oranla, minumum bir düzeye düşürmeye çalışacaktır. Bu demektir ki sistem kendisine verilen bir fırsatı değerlendirmektedir. Ayrıca kapı ve pencerenin açılması bütün enerjinin bir anda dışarı kaçması ve potansiyelin yok olmasına neden olmayacağından, duvarlardan hala ısı enerjisi kaçmaya devam edecektir. Burada kapı ve pencere ve duvarlar olmak üzere ısının kaçacağı en azından üç patika vardır. Her patika kendisine bağışlanan, kendisinin sahip olduğu enerji drenajını maksiumun düzeyde ve en büyük hızla sağlamak zorundadır. Bu bir kanundur. Pencere ve kapı aracılığı ile kaybolan ısı, duvarlardan kaybolan ısıdan çok daha fazla olacaktır. Görüldüğü gibi bu örnekte sistem kendisine bağışlanan fırsatlardan maksimum ölçüde yararlanmaktadır ve sistem fırsatları otomatik olarak, kendiliğinden seçmektedir.
Başka bir deyişle sistem kendisine verilen olanakları kullanarak potansiyel farklarını minumuma düşürecek bütün fırsatları, en hızlı ve etkili bir şekilde kullanmaktadır. Potansiyelin minumum düzeye düşmesi, entropinin maksimum olması demektir. Maksimum entropi üretimi kavramının temeli budur.
Bütün bunlardan çıkan anlam şudur:
Eğer evren, potansiyelleri en hızlı ve etkili bir şekilde minumun düzeye indiren dinamikleri yeğliyor ve düzenli akım potansiyelleri düşürmede düzensiz akımdan daha etkili oluyorsa, eline geçen her fırsatta düzeni yeğleyecek ve sağlayacaktır. Düzenin fırsatçı olmasının anlamı budur.
Burada önemli olan yasa entropinin etrafa hızla ve maksimum düzeyde yayılması olgusudur. Düzenli sistemler entropilerini etrafa, düzensiz olanlardan daha çabuk ve etkili bir şekilde yaymaktadırlar. Düzenli sistemlerin ortaya çıkmasının ve kendiliğinden örgütlenmenin mümkün olmasının temel nedeni budur. Evren entropinin mümkün olduğu kadar çabuk ve etkili bir şekilde etrafa yayılmasını zorunlu kılan bir yasaya sahip olduğu için, kendiliğinden örgütlenme mümkündür ve bu durumla dünyada ve evrende her an karşılaşılmaktadır. Kasırgalar, hortumlar, depremler, tsunamiler ve diğer sayısız doğal afetler ve ayrıca bütün evrende gözlemlenen her türlü düzen ve canlılık, kendiliğinden örgütlenmenin örnekleridir.
Her sistem entropisini etrafa yaymakla yükümlüdür. Bu bir doğa kanunudur. Ayrıca bunu en etkili ve çabuk bir şekilde yapmak zorundadır da. Bu zorunluk sistemin giderek organize olması demektir. Entropi kanunu sistemi organize olmaya zorlamaktadır. Çünkü ancak o zaman bu sistem entropisini en çok ve en etkili bir şekilde etrafa yayabilir.