Elementler birbirlerini dış yörüngelerinde yer alan elektronlar aracılığı ile tanırlar. İlişki kurmaları için önce birbirlerini tanımaları gerekmektedir. Her elementte çekirdek çevresinde yer alan elektronların sayısı bellidir. Elektronların yer aldığı yörüngeler için orbital terimi kullanılmaktadır.
Her yörüngede ancak belli sayıda elektron yer alabilir. Örneğin ilk orbitalde 2 elektron yer alabilir. Orada üçüncüsüne yer yoktur. İkinci orbitalde 8 elektrona yer vardır. Element ağırlaşıp, elektron sayısı arttıkça elektronlar daha üst yörüngeleri işgal etmeye başlarlar. İşte bu bağlamda elektron açığı kavramı önem kazanmaktadır. Eğer en üst yörüngede elektron açığı varsa, element o açığı çesitli yöntemlerle kapatmaya çalışır. Örneğin bir elektron açığı varsa, dış yörüngesinde bir elektron fazlalığı olan bir elementle birleşmeyi yeğler.
Bazı elementlerin dış yörüngelerindeki elektron açığı 1, 2, 3 veya 4 dür. Onlar sırasıyla, H, O, N ve C durlar. Başka bir deyişle hidrojende bir, oksijende 2, azotta üç ve karbonda dört elektron açığı vardır. Bu elementler elektron açıklarını kapatmak için diğer bazı elementlerle kovalent bağlar kurarlar. Elementler ne kadar hafifse, aralarında kuracakları bağlar o kadar kararlıdır. Ancak bazı atomlar, örnegin C, N, O ve S (sülfür) aralarında bir çift elektrondan daha fazla elektron paylaşabilirler. Böylece aralarında çifte, hatta üçlü bağlar kurabilirler. Karbon diğer karbonlar ve atomlarla dörtlü bağlar kurabilir. Elektron açığı ne olursa olsun bir kural olarak, bağ sayısı dörtten fazla olamaz. Bu mekanizma ile üç boyutlu çok sayıda moleküller ortaya çıkabilir.