Biliyorsunuz, Allah’la karşılıklı mülakat, eğer O istemiyorsa, mümkün değil... Hz. Muhammed’le yaptığım bir telepatik konuşma sırasında Allah, ne hikmetse, bizimle direkt olarak konuşmaya tenezzül etti.. Araya Hz. Cebrail'i sokmadı.. Hikmetinden sual edilmezmiş. Zaten ben de nedenini sormadım.. Bizim telepati üstadı KAZ nerdeyse kendinden geçiyordu. Aslında Allah’la ben değil de, o konuşmuştu..
Efendim.. Zaman ilerliyor.. Muhammed peygamberin zamanı tarih olalı, 1400 küsür yıl oldu.. Hz Muhammed o zaman Allah’la, Hz. Cebrail aracılığı ile haberleşiyordu. Bu son derece zor bir mülakattı. Allah, Muhammed’e ileteceği haberi hem Cebrail’e özel telepatik bir dille iletiyordu, hem de Muhammed’in rüyasına girerek, onu mesajların geleceğinden haberdar ediyordu. Bu mesajlar Muhammed’i çok yoruyordu. Zavallı bu mesajlar geldiği zaman titriyor, ateşler içinde yanıyor, sayıklıyor, kıvranıyor ve rüya gördüğünü sanıyordu. O zaman ne faks vardı, ne de e-mail veya ICQ ve MSN....... Telepati bile hemen hiç kullanılmıyordu. Zamanımızda haberleşmeler hızlandı. Allah artık kulları ile yaptığı konuşmalarda Cebrail’i kullanmıyor. Biliyorsunuz, Cebrail Allah’ın özel sekreteri. Son derece meşgul bir sekreter. Üstelik erkek. 20nci yüzyıldaki gelişmelere paralel olarak Allah da, cennetin Allah katında bir değişiklik yaptı. Cebrail aleyhisselemı başka görevlere atadı ve kendine baş huriyi sekreter yaptı.. Aman görmelisiniz bu baş huriyi... Herşeyden önce yeni.. Yepyeni.. Tam bir bakire.. Kız oğlan kız........ Eline Muhammed’in bile eli değmemiş bir kız.. Allah bu konuda Muhammed’e hiç güvenmiyor.. Kimseye güvenmiyor.. Uzun boylu, muhteşem endamlı, iyi huylu, sarışın, gri mavi gözlü, iri ve son derece mütenasip göğüslü, ince belli bir afet. Allah Cebrail aleyhisselamı aradan çıkarınca, birden kulları ile direkt telepatik konuşmaların hedefi olmaya başladı... Allah’dan ki, Allah’ın bu yeni durumunu kimse bilmiyor.. Ben çaktırmadan Allah’ın yeni sekreteri ile gizli bir telepatik konuşma yaptım ve ondan Allah’la aramızda bir telepatik link kurmasını rica ettim. Aslında Allah’dan hiçbir şeyi saklamaya olanak yok ama, profesonel etiği son derece yüksek olan ve onları asla ihmal etmeyen Allah, herşeyi kolaylıkla bilmesine rağmen, sekreterinin görevlerine müdahale etmek istemez ve ona terkettiği görevlere asla müdahale etmez. Elimden gelen bütün şirinliğimi kullandım ve sayın Baş Huriden, Allah’ın benle özel birkaç konuşma yapmasını sağladım. Bu sayfalarda sizleri, Allah’ın izniyle, bu son derece özel konuşmalardan haberdar etmeyi düşünüyorum.. Bu ilginç seriyi yakından izleyeceğinize eminim.. Tarihin karanlıklarında kalmış sırlara, Allah'ın izniyle, hepimiz vakıf olacağız..
Bu gelişmelerin nedeni, Allah'ın artık eski ve çağ dışı dinsel politikasından vazgeçmesi ve yeni bir yaklaşımla kullarının sempatisini kazanmak istemesidir. Allah'ın cennet katı artık demokratikleşmeye başlamıştır..
Allah-ü ekber..
QUANTUM FİZİĞİ VE ALLAH
Allah’la yapacağımız ilk konuşmanın konusu kuantum fiziği olacak.. Hacı Allah’a, neden kuantum güçlerine gereksinim duyduğunu ve özellikle neden “Heisenberg’in” belirsizlik ilkesini yarattığını soracak. Allah’ın bu konuda yapacağı açıklamalar ilerde değinilecek bazı kilit soruların anahtarı olabilir..
Telepati seansına başladık. Hacı KAZ’ın sağında. Solunda Mantık, Ali Oktay, Requiem, Eza ve Oğuz oturuyor. Hacı’nın sağında ise Hacı Ali, İzafi, Utarid, Yeniçağrı ve Alpaslan var.. Herkes el ele.. Başlar öne eğik ve huşu içinde. KAZ Allah katını aradı.. Baş Huri Allah’ı bağladı. Seans başladı.. Biz konuştuğumuz sesin gerçekten Allah’a ait olup olmadığını bilmiyoruz. Bu yüzden onun için GÜR SES demekle yetineceğiz. O sesin Allah’dan geldiğini iddia etmek, başımızı derde sokmak olacak. Telepatinin tehlikesini artık hepimiz biliyoruz. Bir anda öte dünyaya teleporte olmamız mümkün. Bu yüzden kimseyi, özellikle Allah’ı sinirlendirmek, üzmek istemiyoruz. Birden ortalık gür bir sesle titmemeye başladı. Kulaklarımızı ağrıtacak kadar gür bir bas ses odada yankılar yapmaya başladı….
GÜR SES: Evet, Hacı kulum ve diğer kullarım.. Hoşgeldiniz.. Bakıyorum aranıza bizim Hacı Ali’yi de almışsınız.. Merhaba Hacı Ali.. Seni epeyidir küfrederken görmüyorum. Tabii sen artık yazmadığın için, millet seni küfretmiyor sanıyor. Oysa ben biliyorum ki, zındıklara küfretmekten vaz geçmedin. Sen olmasan da benim adıma küfredenler var.. Sürüyle hem de. Neyse.. Bugün ben fazla konuşmak ve seansa hakim olmak istemiyorum. Sorulacak soruları tabii önceden biliyorum ama, bilmiyor görünmeyi yeğleyeceğim. Yoksa bu gibi konuşmaların esprisi kalmıyor.. Aslında ben de aklımın bir kısmını kapatıp, soruları bilmemeyi deneyeceğim.. Kim diyordu bana, Allah kaldıramayacağı kadar büyük bir taş yaratabilir mi diye? Yalan! Büyük yalan! İstesem hemen yaratabilirim ama, bu pek akıllıca bir şey olmaz, değil mi? Gerçi benim için aranızdan birkaçı, şimdi ismi gereksiz biriler, akıllı değil demiş.. Haltetmiş.. Benim akılsız gibi görünmemin nedeni sizlerin aptal olması.. Sizi yaratmak için akla ne gerek var.. Neyse.. Ben istediğimi yapabilirim. Şimdi yaptığm gibi, aklımın bir kısmını kapatıyor ve soruları bilmemeyi başarıyorum…
HACI: Allah’ım, yarabbim… Herşeyden önce bizlere bu fırsatı verdiğiniz için size ne kadar minnettar olduğumuzu ifade etmede zorluk çektiğimi ifade etmeliyim.. Bu vesile ile insanlığın karşılaştığı bazı önemli sorunların yanıtını alacağımız için çok mutlu olacağımızdan emin olmanızı istiyorum..
GÜR SES: Hacı yağı kes de sadede gel.. Bak beni de sabırsız yaptın.. Nelerin sorulacağını bilmek istemeyince ve bilmeyince biraz sizlere benzemeye başladığımı hissediyorum. Devam et Hacı kulum..
HACI: Olur efendimiz.. Sadede gelecem hemen.. Bu seansda sizin bazı yasalarınızın nedenleri üzerinde durmak istiyorum. Önce şu Heisenberg gavurunun bulduğu “belirsizlik veya kesinliksizlik” ilkesi hakkında bizleri biraz aydınlatır mısınız? Hem neden bir Hristiyan’ın bu temel ilkenizi bulmasına alet oldunuz? Onu bir Müslüman’a buldursanız daha iyi olmaz mıydı?
GÜR SES:Hacı kulum.. Yaw ne kadar düşüncesiz olabiliyorsun bazan.. Kaba değil ama, düşüncesiz.. Ben Kur’an’da size her şeyi ayrıntılarına kadar değilse bile, yeterince ifşa ettim.. Açıp okuyun onu.. Orada hem kesinliksizlik ilkesini bulacaksınız, hem evrenin genişlediğini, hem Big Bang’ı ve diğerlerini.. Herşeyden önce Hristiyanlık da benim dinim değil mi? Aslında ben İsa ile İslam’ı indirdim ama, O’nun beceriksizliği yüzünden, daha sonra yeniden ve bu keresinde daha becerikli biri olan Muhammed aracılığı ile, İslam’ı indirdim. 1400 yıl Müslüman’lar Kur’an’daki kesinliksizlik ilkesini bulamayınca, artık dayanamadım ve bir gavura buldurdum. Hem Heisenberg Hristiyan bile değil.. Ateist.. Neyse…
Neden belirsizlik ilkesi? Bu güzel bir soru aslında.. Bu seansda yaptığım gibi, ben her zaman herşeyi bilmeye, geleceği yalnız bilmeye değil, aynı zamanda değiştirmeye muktedir bir yaratıcıyım. Biliyorsunuz. Kur’an’da benle ilgili 99 isim var. Aslında o isimlerin saysı 999 ama, sadece 99’unu bilmenizi istedim.. Hepsini bilince zaten küçük olan aklınız iyice karışacak.. Evet.. Ne diyordum.. Aklımın bir tarafını kapatınca ve bazı şeyleri artık bilmeyince siz insanlara benzemeye başladığımı anladım. Bu çok hoşuma gitti. Herşeyi bilmenin pek neşeli ve zevkli olmadığını gördüm.. Bak bu neye benziyor.. Sonun bildığiniz bir filmi tekrar tekrar seyretmeye. İnsan birkaç seyretmeden sonra bıkıyor.. Ben de öyle.. Bilmemeyi bilmeye yeğlediğimi anladım ve dedim ki kendi kendime.. Allah dedim.. Bundan sonra bazı şeyleri bilme.. Geleceği bilme.. Yalnız geçmişi bil.. Geleceği bilme ki, onu ilerde yaşamak zevkli ve heyecanlı olsun.. Bu kararı aldım ve onun ilk uygulamasını atom içinde gerçekleştirdim.. Elektronların hareketlerini yaratırken, onlarını hızları ile konumlarını aynı anda bilmeme ilkesini yarattım. Bu ilke her atom için geçerli.. Benim için bile geçerli.. Ben de bazı şeyleri bilmiyorum. Bak görüyorsunuz.. Allah bile kendi içinden çıkamayacağı sorunları yaratabiliyor. Kendinden büyük taş yaratabiliyor ve kendinin bile çözemeyeceği sorular sorabiliyor..
HACI: Ama Allah’ım siz ben herşeye kadirim. Geçmişi, geleceği bilirim. Herşeyi tasarımlayan benim, herşeye kadirim diyorsunuz. Demek bunların hiç biri doğru değil…
GÜR SES: Doğru.. Doğru olmaz olur mu? Ben istediğim herşeyi yapabilirim ama, yapmamayı yeğliyorum.. Dediğim gibi.. Herşeyi bilmede zevk yok.. Onun için çoktan vazgeçtim herşeyi bilmeyi..
HACI: Ama demin bize sizin için sorularımı önceden bilmeyeceğinizi söylediniz.. Şimdi de zaten bilemeyeceğinizi itiraf ediyorsunuz. Size neden inanalım? Bu şekilde davranmakla itibarınızı kaybetmiyorsunuz?
GÜR SES: Yaw size de hiç yaranılmıyor.. Ne zaman bir hassas tarafımı göstersem, beni nerdeyse hadımlıkla suçlayacaksınız. El insaf Hacı efendi. El insaf.. Ben arada bir duygulu oluyorsam, kusurlu mu oluyorum demektir. Ben kendi tasarımladığım ama, sonucunu bilmediğim bir olayla karşılaşınca, sizler gibi duygulanıyor ve hatta ağlıyorum.. Kerbelayı da tasarımlayan benim, efendim, Haçlı seferlerini de, ikiz kulelere yapılan saldırıları da, İspaya’daki katliamları da.. Ama onları belirsizlik ilkesine sadık olarak yarattığım için, yarattığımdan bile haberdar değilim..
Hem sonra serde Allah olmak var.. Size herşeyi olduğ gibi mi söyleyecem yani.. Bazı şeyleri size haber vermiyorum. Orası Allah olarak benim yetki alanıma giriyor, değil mi?
HACI: Anlıyorum Allah’ım.. Şimdi sizi daha iyi anlamaya başladım.. Çok ilginç.. Müslüman’lardan daha iyi anlamaya başladım hem de.. Ne ilginç! Bir ateist Allah’ı, O’na inananlardan daha iyi anlıyor ve takdir ediyor.. Peki Allah’ım.. Bu kesinliksizlik ilkesine göre sizin de olmamanız, daha doğrusu varlığınızın belirsiz olaması mümkün mü?
GÜR SES: Mümkün olmaz mı hiç! Mümkün elbette.. Ama o zaman sen kimle konuşuyorsun bakiiiiiiimmmmmmm…… Biri ile konuştuğun kesin mi?
HACI: Walla kesin gibi görünüyor ama, pek emin değilim. Acaba rüya görüyor olabilir miyim…
Birden telepatiye parazit girdi ve sesler anlaşılmaz oldu.. Herşey belirsizleşti ve hayal oldu.. Telepati koptu.. Seansı yapanlar uyandı ve birbirlerine şaşkınlıkla bakmaya başladı.. Kimse duyduklarına inanamıyordu. Herkes de bir kuşku ve belirsizlik duygusu uyanmıştı.. Allah’dan mı geçmişti bu şüphe? Allah var mıydı? Hiç belli değildi. Demin Allah’la konuşmamış mıydı Hacı?
Belirsizdi..
HACI
Hacı önceliklikle Allah'tan korkmayıp onunla telepati yaptığın için cesaretinden dolayı seni kutluyorum, İnananların hepsi o sevdikleri Allah'la telepati yapma fırsatı bulsalar bile bunu reddederek korkularından kaçacak delik arıyacaklarından eminim...Çünki Allah hepsini az veya çok yakmak için zamanın gelmesini bekliyor. Kendisini yakacak birşeye ise aşkla bağlanmak ne kadar insanca tartışılır.
Allah'ı çok güzel anlatmışın üstadım...
Allah'ın sevgisi üzerine olsun...
Posted by: Biolog | January 06, 2012 at 08:58 PM
Bence yanıt, bilimsel değil, çünkü teleolojik. Yani Heisenberg'in belirsizlik ilkesinin nedenini bir amaca dayandırıyor ( belirlilik zevksiz, belirsizlik ise zevkli olduğu amacına). Oysa yanıt Allah’tan olsa idi, bilimsel nitelikte olurdu. Değil belirsizlik ilkesini, Kendisini bile bilimsel açıklama ile ortaya koyardı. Çünkü gerçek bilimsel olarak açıklanabilir olmalıdır; ister Allah olsun, ister başka bir şey olsun. İletişimde bir yanlışlık olmalı. “Bizim telepati üstadı KAZ nerdeyse kendinden geçiyordu. Aslında Allah’la ben değil de, o konuşmuştu..” Doğrudan iletişimde bulunsa idin belki doğru yanıtı alabilirdin.
Posted by: tahsin | October 27, 2011 at 04:37 PM
Zaten ben de nedenini sormadım.. Bizim telepati üstadı KAZ nerdeyse kendinden geçiyordu. Aslında Allah’la ben değil de, o konuşmuştu..
Posted by: cilt kremleri | September 01, 2011 at 04:50 PM
BEN DE KONUŞMAK İSTİYORUM ALLAHLA.DERTLERİMDEN KURTULMAK İÇİN.NASIL YAPICAM.
Posted by: esma | November 19, 2009 at 03:36 AM
hacım severek takip ediyorum gözünü sewiim devam ettir muhabbetleri merakta bırakma =)) ayrıca allahın sevgilisine öhöm sekreterine yazılma tehlikeli sularda dolaşıosn =))
Posted by: çan | August 11, 2009 at 06:37 AM
Hacı'yı ilk olarak cesaretinden ardından da insanlığın binlerce yıllık kronik hastalığı olan dinlere karşı verdiği mücadeleden dolayı kutluyorum. Doğru yol ancak ve ancak akıl ile bulunur, insanlar içinde bulundukları dogmatik uykudan uyanmayıp, yıllar önce yazılmış ilkel masal kitapları ile hayatı anlamaya çalıştıkları sürece dünyada barış ve huzurun egemen olmasının yolu yoktur.
Posted by: herşeyyalan | September 18, 2008 at 05:33 AM
hacıyı yürekliliğinden ötürü tebrik ediyorum.. siz yüreksizlere gelince kaldırmadığınız sürece gerçeklik ve olasılık perdesini içinizden bir kul gibi yaşayıp kul gibi ölmeye mahkum kalacaksınız.Sizi bilmem ama aklımın süzgeciyle yoğrulurken hiiç köle gibi yaşama ihtiyacı duymuyorum...Yaşasın siz bağımlıların karşısında varlık gösterebilenlere,yaşasın marx yaşasın darvin yaşasın özgür iradeyi sırtlayan hür düşünce gücü...
Posted by: tamer | May 25, 2008 at 07:21 AM
bencee sen biraz temiz hava alda beynine oksijen gitsinn sen bu dünyadanmısın yaa yada yaşadığıın farkındamısın ..hiç san.ıyorumm etrafındaki muhteşem güzellilerin farkında olsaydınn onların tadını çıkarır ,ve en azından o inanmadığın allahın seni dünyaya insan olarak gönderdiği için şükrederdin.çünküü bunu haketmiyosunn
Posted by: sanem | March 21, 2008 at 01:13 PM
HACI FORMLARDA HEM MÜSLÜMANLARIN ATEİSTLERİN DÜŞÜNCESİNE SAYGI DUYMASINI BEKLİYORSUN HEMDE YAZILARINDA İSLAM VE DİNİ İNANÇLARA KÜFÜR EDİYORSUN.DİNİME KÜFREDEN MÜSLÜMAN OLSA BARİ.BANA BAK KENDİNİ ÇOK BİLMİŞ SEN SADECE ZANNA İNANIRSIN.AKLINA İSLAMİ KONULARDA GELEN ZANLARA İNANACAK KADAR ZAVALLISIN.İNSAN BİR KERE ZANNA İNANDIMI KENDİNİ KAPTIRDIMI ZANNA ŞEYTAN VE ONUN EMİRLERİNİ UYGULAMAYA DÜNDEN RAZI OLAN NEFS GÖĞÜS KAFESİNE DERİN BİR BASKI YAPAR GÖĞÜS DARALIR SIKILIRSIN BU ŞEYTANIN ALLAH I İNKAR ET TAVSİYESİ VE BASKISIDIR VE ELBETTE NEFİSTE İÇİNİ DARALTIR GÖĞSÜNÜ SIKAR BUNALIMA SOKAR SENİ İNKARA ZORLAR SENİ.ÇÜNKÜ SEN MEYİLLİSİNDİR İNKARA ÇÜNKÜ AKLINA GELEN ZANNA İNANMIŞSIN BİR KERE.ARTIK SENDEN BAŞKASININ GÖRÜŞÜ SENİN GÖRÜŞÜNDEN ÜSTÜN DEĞİLDİR.ÇÜNKÜ SEN KENDİ HAYAL DÜNYANDA OLUŞTURDUĞUN İSPATI OLMAYAN DÜŞÜNCELERE YANİ ZANNA İNANMIŞSINDIR.ARTIK SENİN KURTULUŞUN YOKTUR.2 ŞEYE SINIR KONULMAZ HACI.BİRİ HAYAL GÜCÜ BİRİDE DÜŞÜNCE.BU ÇERÇEVEDE KONULARI ELE ALIRSAN HEM EVRİM HEMDE EVREN KONULARINDA YARATILIŞI TESADÜFEN KENDİ HAYAL GÜCÜNDE VE DÜŞÜNCENDE GERÇEKLEŞTİREBİLİRSİN.BU ÇOK BASİTTİR.AMA SAKIN UNUTMA YİNEDE ORTADA TESADÜF DİYE BİŞEY YOKTUR ÇÜNKÜ BU TEASDÜF DEĞİL SENİN HAYAL GÜCÜN VE DÜŞÜNCENİN ESERİDİR.HER ŞEYİ HAYALİMİZDE VE DÜŞÜNCEMİZDE YARATABİLİRİZ.EĞER BİR ŞEY TESADÜFEN OLMUŞ KADAR BASİT BİR ŞEYSE NEDEN BİZ YAPAMIYORUZ.DEDİĞİN GİBİ EVRİMDE İDDA ETTİĞİN GİBİ BİR TESADÜFSE EĞER LÜTFEN AMA LÜTFEN BIRAKIN İLK HÜCREYİ SADECE BİR PROTEİN OLUŞTURUN HA NE DERSİNİZ.BU O KADARDA İMKANSIZ SAYILMAZ DEĞİLMİ HACİ NE DE OLSA TESADÜFEN OLAN BİR ŞEYİ BİLİÇLİ BİR VARLIK YAPABİLİR:))))
Posted by: ennnnnndydufreyne | March 15, 2008 at 07:31 AM
süper:D:D...
Posted by: mistik | May 03, 2006 at 03:58 PM
Yazık.. O'nun karşısında düşeceğin durumu öyle çok merak ediyorum ki..
Posted by: lehu | April 06, 2006 at 05:27 PM
okudum..okudum...
kendi adıma tek diyebileceğim..vakit kaybı !!
ya sizin işiniz gücünüz yokmu ? yok Allah la konuşmuşlar yok seanslar..bilmemneler..Hz.Muhammed'e hakaretler..
Allah'sız olduğun kadar..komiksin de...
Allah'la seans yapmış..telepati :-)
Seni varya,bir insan karşısına alıp konuşursa şükret be..!! :)
Sen Allah'ın varlığına sual getiriyorsun..öbür dünyada varmı yok mu kurarsın o zaman telepatiyi :-)
henüz ölmemişken gel tövbe et..imana gel dostum :-)
Allah BİRdir..TEKtir..Hz.Muhammed onun elçisidir.
Sizin gibileri gördükçe..Rabbime daha çok şükreder oldum..Ya bunlar gibi cahil olsaydım,ya gerçeği göremeyecek kadar kör olsaydım..
amannnn..amannn..
Allah ıslah etsin seni !!!
Allah'ın gazabından KORKUNNNNN !!!
:-)
Posted by: ZZLucifer | January 25, 2005 at 07:15 AM