QUANTUM PHYSICS FOR DUMMIES!..-2'nin devamıdır...
Rutheford’un atom modeli oldukça gerçekçi olmasına rağmen eksiktir. Yapılan gözlemlerin tümünü açıklamaz. Atomu araştıran yöntemler daha yeni bulunmuş, atom düzeyine daha yeni inilmeye başlanmıştır. Quantum güçler ve yasalar henüz yeterince ortaya konmamıştır. Bir sistem olarak kabul edilen atomun stabilitesini nasıl sağladığı hakkında bilinen hemen hiç bir şey yoktur.
Atom sistemi ile güneş sistemi arasında benzerlik kurmak çekici gelmektedir ama, gözlemler bu analojiyi tümüyle reddedmektedir. Elektronlar atom çekirdeğinin etrafında bir bulut oluşturacak şekilde dolaşmakta, arada bir enerji kazanıp yörünge değiştirerek, bu enerjiyi geri verip eski yörüngelerine dönmektedirler ama, nedense çekirdeğe düşmemektedirler. Bu durum, örneğin Mars’ın kendi yörüngesinden ayrılıp, dünya ile aynı yörüngeyi paylaşması ve sonra eski yörüngesine dönmesi gibi bir şeydir.
Elektronların çekirdeğe neden düşmediğini açıklayacak bir kuram yoktur. Atom sisteminden merkezkaç gücü sorumlu olamazdı. Çünkü böyle bir güç yoktur. Merkezkaç gücü yapay bir güçtür. Öyle ise elektronun çekirdeğe düşmemesinin nedeni klasik fiziksel yasa ve ilkelerden biri veya birkaçı olamaz. Bu süreç daha başka ve gizemli güçler tarafından denetleniyor olmalıdır. Bu güçler ne olabilir?
Bu güçleri ilk farkeden, Danimarkalı bir Viking olan ve keskin baltası ile sivri mızrağını, ok ve yayını, boynuzlu mihferini çoktan terkederek, kendini fiziğe adayan Niels Bohr olmuştur.. Atomun daha ileri modelini Niels Bohr’a borçluyuz.
Niels Bohr, 7 Ekim 1885’de Kopenhag’da doğmuştur. Rastgele bir Viking değildir. Akademik bir aileden gelmektedir. Babası Kopenhag üniversitesinde fizyoloji profesörü idi. Kardeşi Harald daha sonra aynı üniversitede matematik profesörü olmuştur. Bohr iyi bir eğitimden geçmiş ve 1911 yılında fizikte doktorasını tamamlayarak, üniversiteden mezun olmuştur. Okulu bitirmesine birkaç ay kala babası kalp krizi geçirerek ölmüştür. Aynı yılın eylül ayında Bohr İngiltereye gitmiş ve Cavandish laboratuvarında J.J.Thomson’un yanında çalışmaya başlamıştır.
Ama kısa bir süre sonra o ortama uymadığını farketmiştir. İngilizlerin kendilerine göre bir yaşam tarzları vardır. Kendi aralarında bir tür kast sistemi olan bir sınıf sistemi geçerlidir. Yabancılar sevilmez ve küçük görülür. Bohr’un ingilizcesi yeterince iyi değildir ve kendini İngiltere’de yabancı hissetmektedir. Gururlu bir Viking olan Bohr, bu durumdan ve J.J. Thomson’un yeni düşüncelere karşı olan olumsuz tutumundan rahatsız olmaya başlamıştır. Ülkesine geri dönmek istemektedir.
Danimarka’ya dönmeye hazırlanan Bohr bir ara Rutheford’un yaptığı bir konuşmaya katılmış ve ondan çok etkilenmiştir. Bir ay kadar sonra kendisi ve Rutheford ortak bir arkadaşlarının evinde yemeğe davet edilmişler ve orada birbirlerini yakından tanıma, karşılıklı düşünce alış verişi yapma olanağına sahip olmuşlardır. Birbirleri ile çok iyi anlaşan bu iki fizikçi, Manchester’de birlikte çalışmaya başlamışlar ve Bohr Danimarka’ya dönmekten bir süre için vaz geçmiştir.
Bohr, Rutheford’un atom modeli üzerinde çalışmalar yapmış ve 1912 yılında Danimarka’ya dönmüştür. Döner dönmez nişanlısı ile evlenmiş ve Kopenhag üniversitesine öğretim görevlisi olarak atanmıştır. Kendini mesleğine adayan Bohr, 1913 yılından önce, kendisine 1922 Nobel fizik ödülünü kazandıracak olan, atomun yapısı ile ilgili üç makale yayınlamıştır.
QUANTUM PHYSICS FOR DUMMIES!..-4 ile devam edecek...
Comments