Bohr hiç kuşkusuz üstün bir fizikçi, zeki ve pragmatik bir bilim adamıdır. Sağdan soldan ögrendiklerini bir araya getirip, onları uyumlu bir şekilde ifade edebilen, sentez yapma yeteneği son derece yüksek biridir. Fizikte karşilaştığı sorunların matematiğinden çok, pratik uygulamalarına önem veren ve kuramlarını onlara adapte etmeye çalışan pragmatik bir bilim adamıdır.
Bohr atom modeli üzerinde çalışırken, atomun iç yapısının doğru olarak tanımlandırılmasından çok, pratik uygulamada yararlı olup olmadığna önem vermiştir. Rutheford-Bohr atom modeli, biraz klasik fizik ve biraz quantum fiziği içeren bir yapıya sahiptir. Önemli olan bu modelin pratik uygulamada işe yarar oması ve birçok fenomeni açıklayabilmesidir.
İlginç olarak atom modeli ile ilgili modellere ve ortaya atılan kuramlara Bohr, mantıklı bir açıklama getirememiştir. Hatta onların üzerinde araştırma bile yapmamıştır. Onların varlığı ile yetinmiştir. Bohr zamanında quantum fiziği henüz emekleme dönemindeydi. Heisenberg’in belirsizlik kuramı ve Pauli’nin dışlama ilkesi henüz ortaya atılmamışlardı.
Bohr elektronların belli yörüngeleri olduğunu ve normal koşullarda onları terketmeyeceklerini ileri süren ilk bilim adamıdır. Elektronların bir üst yörüngeye tırmanabilmeleri için enerjiye gereksinimleri vardır. Bu enerjiyi dışardan elde etmek zorundadırlar. Eski orbitallerine (yörüngelerine) dönebilmeleri için bir üst yörüngeye çıkmak için sahip oldukları bu enerjiyi vermeleri gerekmektedir. Elektronların enerji alıp vermeden atom çekirdegi etrafında kalabilmeleri için kendilerine tahsis edilmiş bazı yörüngelerin varlığı gerekmektedir. Elektronlar dışardan enerji alıp vermeden o yörüngeyi değiştiremezler. Bir üst yörüngeye tırmanacak elektronun enerji alması, bir alt yörüngeye inecek olan elektronun ise enerji vermesi gerekmektedir.
Enerji quanta olarak alınır ve verilir. Quanta, quantumun çoğuludur. Quantum ise en küçük enerji birimidir. Bu enerjinin küsürü, yani dörtte biri, üçte biri vs, yoktur. Ya bir quantum olarak, ya da birden fazla quanta şeklinde alınıp verilir...
Elektronun kararlı bir yörüngede kalması belli bir enerjiyi gerektirir ve bu enerji değişmez. Sabittir. Elektron yörünge değiştirirken enerji alır veya verir. Her yörüngede ancak belli sayıda elektronlar bulunabilir. Çekirdeğe en yakın yörüngede ancak iki elektron yer alabilir. Onun hemen dışındaki ikinci yörüngede sekiz, üçüncü yörüngede de sekiz elektron yer almaktadır. Daha dışarda kalan yörüngeler için elektron hesapı iyice karışmaktadır. Bohr’a göre elektronlar, normal koşullarda, kendilerine ayrılan yörüngelerde kalma eğilimi gösterirler.
Fizikte yörünge teriminin yerini son yıllarda orbital terimi almıştır.
Bohr atom çekirdegine en yakın yörüngedeki elektronların çekirdeğe atlamadığını ve onunla birleşmediğini ileri süren ilk bilim adamıdır. Ama bunun nedenini açıklayamamıştır. Çünkü Bohr’un zamanında quantum fiziği yeterince ileri değildir. Bohr bu durumu açıklarken, elektronların çekirdege düşmesi yasaklanmıştır demekle yetinmiştir.
Elektronlar bir alt yörüngeye inerken bir quantum enerji verirler. Bu kesin bir miktardır ve ışığın bir dalga boyunu karşılar. Elektronun yörüngesi atomun çekirdeğine ne kadar yakınsa, açığa çıkan quantal enerji o kadar yüksektir. Ama yine de küsürü olmayan bir quantumdur.
İkinci yörüngedeki elektronun birinci yörüngeye inmesi X ışınlarının (Röntgen ışınlarının) açığa çıkmasına neden olacaktır. X ışınlarının quantal enerjisi çok yüksektir. Bu yüzden vücuda kolaylıkla penetre olarak karşı tarafa geçerler. Diğer yörüngelerdeki elektronların yörünge değiştirmeleri mor ötesi, kızıl ötesi ve görünür ışığın ortaya çıkmasına neden olacaktır. Bütün bu ışıkların spektrumu bellidir. Her elementin kendisi için spesifik bir spektrumu vardır. Bu spektrumu inceleyerek, evrende mevcut yıldızların hangi elementlerden oluşmuş olduğunu saptamak mümkündür.
Comments