Ateizmde estetiğin olup olmadığını yıllardır düşünürüm. Önceleri yalnız Türk ateizminde estetiğin olmadığını düşünürdüm. Daha sonra farkettim ki dünyada mevcut toplumların hemen hepsinde ateizm, estetik değerlerden yoksun bir eğilim gibi durmaktadır. İddialı ateist sitelerinin hiç birinde değil estetik olmak, estetiğin lafı bile geçmez. Ateizmin etik değerlere sahip olduğunu savunan ateist siteler vardır. Ama onlar bile ateizmde estetik değerlerin olduğuna değinmezler. Estetik ateizm, birbirleri ile bağdaşmayan, iki kelimeden oluşmuş bir oksimoron deyimdir sanki.
Peki aynı durum teizm için neden geçerli değildir? İçsel olarak ateizmde olmayıp da teizmde olan güzel, iyi, üstün estetik değerler nelerdir? Öyle değerler var mıdır? Şahsen ben İslam'da içsel bir estetik göremiyorum. Bu bağlamda Hristiyanlık da İslam'dan farklı değil. İkisi de temelde katı, acımasız, dehşet saçarak varlılarını sürdüren dinlerdir. Bu dinlerde ve diğerlerinde estetiğin kaynağı ne olabilir?
Semaya doğru büyük bir hışımla yükselen muhteşem çan kuleleleri ve içi görkemli gotik motiflerle süslü bir Katolik katedralini ziyaret ettiniz mi, hiç? Ya da İstanbul'da bir Türk camisini? Mavi camiyi, örnegin....
Türkuaz çinilerle süslü, duvarları, mihrabı, muhteşem geniş ve aydınlık ana kubbesi, yarım kubbeleri ve sayısız kubbecikleri, zarif bir şekilde dekore edilmiş mimberi ile....
Ya da, Edirne'deki Selimiye'yi? Diğer bütün kubbeleri cüceleştiren muhteşem ana kubbesi, ona destek veren görkemli payandaları, göğe ince kalem gibi yükselen, zarif üç şerefeli minareleri ile...
İçini ziyaret ettiniz mi hiç, Selimiye'nin? O inanılmayacak kadar geniş kubbenin altında hiç başinızı kaldırıp, Allah'ı algılamaya çalistiniz mı? Derin bir nefes aldınız mı hiç? Cemaatle birlikte bir Cuma namazı kıldınız mı? İmamın Allah-u ekber nidalarının, duvarları süsleyen ve bizlere Allah'ın emirlerini hatırlatan Kur'an'dan alınmış pasajlardan yansıyarak, bütün camiyi doldurduğuna ve o muhteşem kubbede yankılar yaparak, gökyüzüne taştığına tanıklık ettiniz mi? Hiç mihrabin önünde tam bir alçakgönüllülükle, Allah için yere kapandınız mı?
Maneviyatınıza hitabederek hislerinizi alt üst edip sizi kendine köle eden bütün bunların asılsız efsanelere dayanan yalan ve fanteziler olduğunu hiç düşündünüz mü? İnanırların, bitmesini istemeden kendilerini kaptırdıkları bu rüya aleminin, rüyadan başka birşey olmadığını hiç dikkate aldınız mı?
Ateistlerin sorunu budur işte arkadaşlar. Ne yalan söyleyebilirler, ne de yalanlara inanabilirler.
Teizmde de estetik yoktur aslında... Ama teistleri kandırmak çok kolaydır. İnsan doğası gereği, görkemli yalanlardan hoşlanır. Ateizmde görkemli yalanlar yoktur. Çünkü yalın gerçeklerde görkem yoktur. Daha çok düşkırıklığı vardır. Hüsran vardır. Bolca dram vardır. Onlarda da estetik vardır belki ama, ateistleri teistleri ettiği kadar kandırmaz ve tatmin etmez. Evet.. bu durumda ateizmde estetik yoktur diyebilirsiniz. Çünkü yalın gerçekler çogu kere estetikten yoksundurlar. Ateizm de onlardan biridir. Katı ve yalın gerçeklerde estetik bulunmaz. Bir kaya parçasının ne gibi bir estetiği olabilir? Onu estetik yapan, kayaya güzellik kazandıran, üzerindeki ormanlar, göller, vadileri bıçak gibi keserek akan nehirler ve karlı tepelerdir.
Teizmde neden estetik olduğu izlenimi vardır? Çünkü çirkin kayaları kuşatan ormanlar, göller ve karlı tepeler gibi teizm, yalın ve çirkin gerçekleri saklayan görkemli ve zengin insansal hayal gücü ile donanmışdır.
Güzel sanatlarda, resim, müzik ve heykeltraşçilıkta yalan ve desise yoktur. Onlar üstün insan imajinasyon, fantezi ve hayal gücü ile zenginleştirilmiş, artık katı ve yalın gerçeklerle ilişkileri kalmayan, yaratılmış güzelliklerdir. İçinden çiktigi kökeni boyayıp süsleyerek değiştiren teizm ise, temeli yalan ve desise olan sahte bir sosyal kurumdur.
Ateizmin bilimle entrikalı bir ilişkisi vardır. Aynı entrikalı ilişkinin bilimle estetik arasında olduğunu söyleyebiliriz. Burada biz birbirleri ile ilgili olan üç ayrı kavramdan bahsediyoruz. Ateizm, bilim ve estetik...
Bunların üçü de geniş kitleler tarafından yeterince anlaşılmayan ve dolayısıyla beğenilip, benimsenilmeyen değerlerdir. Ateizmi kitlelere yaymak istiyoruz. Ama onu yayacak bir araç bulamıyoruz. Bilim aklımıza geliyor. Ama kitlelere bilimin önemini anlatamıyor, onların bilime güvenmelerini sağlayamıyoruz. Halk güvenmediklerini beğenmiyor. Beğenmediklerine inanmıyor. İnanmadıklarını ögrenmiyor. Ateizmi bilim aracılığı ile yaymak isteyince bu ilginç durumla karşilaşiyoruz.
Ateizmde estetik arıyoruz ama, bulamıyoruz. Ateizmi yaymak için kullanmayı düşündüğümüz bilimde estetik var mı diye soruyoruz. Bu keresinde bilimde estetik arıyoruz. Bulabilecek miyiz dersiniz?
Bilimde estetiğin olduğu bir gerçektir. Ama o güzelliği ortaya çikarmak hiç kuşkusuz bilim yapmak kadar zor bir çabadir. Yine de bilime güvenen ateistlerin tek umudu bilimdeki güzelliği bulup çikarmaktir.
İçsel estetikten yoksun ateizmin bu konuda kendisi ile ilgili bir kaynaktan medet ummaktan başka çaresi yoktur. Bilimdeki estetik güzelliği ortaya koymak zor olabilir ama, imkansız değildir. Einstein'ın şu basit denkleminde bile ilginç bir estetiğin olduğunu görmemek mümkün değildir. E=MC2
Ateizmde içsel bir estetik yoktur diyebilirsiniz. Yalın gerçekler çogu kere estetikten yoksundurlar. Estetiği efsane ve menkibelerde, masal ve öykülerde, yalan ve desiselerde aramak ve bulmak geleneği insanlık kadar eskidir.
Peki bunun bir çaresi yok mudur? Ateizmi yalanlara, bilim dışı saçmalıklara bezendirmeden estetik bir kılığa sokmak mümkün müdür? Ben şahsen hayal gücümüzü kullanarak bunu başarabileceğimize inanıyorum. Hayal gücümüzle olmayan bir estetik yaratmaya çalismamaliyiz ama. Olan bir estetiği bulup çikarmaliyiz. O estetik ne olabilir?
Ateizmde elbette müthiş bir estetik vardır. Ateizmin temeli estetiktir hatta.
Çünkü: EVREN ATEİSTTİR...
Evrende karşılaştığımız her süreç kendiliğinden örgütlenme paradigmasını izler. Onları bir yaratıcı tasarımlamamıştır. Bu örgütlenme sırasında ortaya çikan manzara çogu kere oldukça estetiktir. Evrende büyüleyici ve vahşi bir güzellik vardır. Bunu dünyada yakından izlemek mümkündür. Ama evreni yakından inceleyerek de ondaki vahşi güzelliği görebiliriz. Bunun için Hubble teleskopunun çektigi resimlere bakmak yeter. Ateizmde estetik vardır. Ve bu estetik kriptik de değildir. Açık ve nettir. Manifesttir. Bir idiot bile görebilir ondaki güzellik ve estetiği. Ama teistler ve ateistlerin bir kısmı onu görmemeyi yeğlerler. Ateistlerin bir çogu, (tabii hepsi değil) teistlerle birleşerek, ateizmde iyi ahlakın (ahlaksal değerlerin) de olmadığını savunmaktadırlar. Bu sapkın bir düşüncedir. Yalnız yanlış değildir. Günümüzde ileri batı ülkelerindeki kanunların çogunun temeli ateistiktir. Teizm bazlı kanunlara İslam ülkelerinde rastlanır. Batıda çok az kanun teistik ilkelere dayanır. Teistik ahlak yalnız geleneklerde yaşamaktadır. Çagdas toplumları yöneten bütün kanunların temeli ateistiktir. Ateizm yaşamımıza sanıldığından çok daha fazla girmiş olan bir eğilimdir.
Ateistlerin kendileri bile bunun farkında değillerdir.
Teizm, içsel bir estetikten yoksun olsa bile, kendi estetik değerlerini oldukça başarılı bir şekilde belirtebilmektedir. O değerler elbette teistler tarafından belirtilirler ama, her seferinde teizme atfedilirler ve teizmin estetik değerleri olarak betimlenirler. Ateizmde böyle bir eğilim ve yaklaşim mevcut değildir. Ateistler yazıları veya şiir, nesir ve özlüsözleri ile bireysel olarak estetiği yakalıyor olsalar bile, onları ateizme yansıtmazlar veya atfetmezler. Çünkü ateistler için bile ateizmde estetik yoktur. Çünkü bazı ateistler bile ateizmi negatif, olumsuz ve antagonistik bir görüş olarak kabul ederler. Bu da bir sorun oluşturur.
Ben ateizmin savunduğu değerlerde estetik arıyorum. Nedir ateizmin savunduğu değerler? İlk akla gelen laikliktir. Sonra bilimdir. Daha sonra filantropidir. Aydınlatmadır. İyi eğitimdir. Çagdas yaşamı savunmaktır. Dinlerin empoze ettiği yasaklar ve haksızlıklarla mücadele etmektir. Terörizmle mücadele etmektir. Açlıkla, hastalıklarla mücadele etmektir.
Dinler bütün bu konularda yetersiz kalmaktadırlar. Özellikle İslam bir yandan açlık, düşkünlük, kadın haklarının çignemesi gibi sosyo-ekonomik konularda yetersiz kalırken, öte yandan terörizmi desteklemektedir.
Bir obje hakkında vardığımız güzellik yargısı, o obje hakkında ne ifade etmektedir? Yoksa bütün bunlar içimizdeki öznel ve yalnız bize ait duygular mıdır? Güzellik nedir? Ve neden aynı duygular birçok insan tarafından paylaşılmaktadır?
Ateizmde estetiği nasıl bulabileceğimizi bilmiyoruz. Bunda bütün ateistler hemfikir. Öte yandan teizmi bir sanat eseri gibi değerlendirmek mümkün. Her sanat eserinde içsel bir estetik olduğundan teizmde de olmalı diye düşünebilirsniz. Teizmde içsel bir estetik olmamalı dedik ama, teizmin bazı ilkelere, ahlaksal değerlere, ritüellere ve geleneklere sahip olması, hatta gereksinim göstermesi onun bir tür içsel estetiği olduğu anlamına gelebilir mi? Ateizmde bunların olmadığını biliyoruz. Ama hiç mi değerli ilkeleri yok ateizmin?
Tabii bu konuda ilginç bir çeliski ile de karşilaşiyoruz. Teizmdeki estetiği teizmin aleyhine kullanmak da mümkün! Estetik ne de olsa bir yorum meselesi değil mi? Ama yine de teizmdeki değerleri paylaşanların sayısı çok fazla. Teizmi bir sanat eserine benzetmemizin nedeni de bu zaten..
Bir sanat eserinin değerini saptayan en önemli kriter onun uzmanlar tarafından beğenilmesi değildir. Onun çogunluk tarafından benimsenmesidir. Ateist olarak karşilaştığımız dilemanın ve aşmamız gereken engelin büyüklüğünü umarım takdir ediyorsunuzdur. Bu konuda şimdiye kadar hemen hiç bir çaba gösterilmemiştir.
Aziz Nesin bile bütün iyi niyetlerine ve kendini insanlığa adamasına rağmen, ateizmdeki estetiği ortaya koyamamıştır. Richard Dawkins ve Anthony Flew gibi diğer ünlü ateistler de bu konuda başarılı olamamışlardır. Hatta Dawkins inanırların düşmanlığını çeken bir dinsiz olarak kabul edilmektedir. Flew'in basit bir yorumu teistler tarafından abartılarak teizm propagandasına dönüştürülmüştür.
Genç yaşta kazanılan bazı değerler, yetiştirilme tarzı, eğitim, gelenek ve görenekler, kişide derin izler bırakacak ve onu bir ömür boyu etkileri altında tutacaklardır. İçgüdülerin de kendilerine göre bir estetiği olduğu kesindir. Ama insanın sosyal yaşamına şekil verecek olan estetik değerlerin çogu sonradan kazanılırlar. Tek kelime ile, ögrenilirler. Teizme maruz kalınır ve o ögretilir, ögrenilir. Teistik ritüeller yaşanır, deneyimlenir.
Ateizmin yeterince estetik olmamasının nedenlerinden biri ve en önemlisi de budur. Ateizm, teizim gibi, aktif olarak ögrenilen, yaşanan, deneyimlenen bir olgu değildir. Ateizm bir altnernatiftir. Daha doğrusu, çogumuz için, zoraki bir çikarsamadir. Ateizmin de teizm gibi bir estetiğe sahip olabilmesi için aktif olarak ögretilmesi ve genç yaşta ateizme maruz kalınması zorunluğu vardır. Aksi takdirde ateizmde estetik oluşturmak mümkün değildir. Hiç kuşkusuz insan, güçlü olduğunu düşünmesine rağmen, birçok konuda zayıf ve nahif bir canlıdır. Tanrı inancı, din ve maneviyat onun zayıf olduğu alanlardır. Üstün aklı ile doğaya hükmeden insan, yine aynı akıl tarafından hükmedilmektedir. Bu doğanın ilginç bir ironisidir.
Estetik insanlara özgü bir zayıflık olarrak da düşünülebilir. Estetik karşilaştığı bazı olguların etkisi altında insanda uyanan hoş duygular, zevk ve güzellik olarak nitelendirilebilir. Ve onlar birlikte estetiğin gerekli ilk ögelerini oluşturabilirler.Onlar açıkca doğanın insana olan üstünlügünün manifestasyonlarıdır. İnsanda uyanan estetik duygu, onun üstün aklı ile birlikte, zayıf ve nahif doğasından kısmen de olsa sorumlu olabilir. Ateizm belki de, bu doğal insansal eğilime karşi gelmen bir dirençtir. Ateizmde estetiğin tartışmalı olması nedenlerinin belki de en önemlisi bu negatif tepkidir.
Recent Comments