Gerekli olduklarına inanılan dinler, masum, hatta zararlı olmayan, kurumlar değilerdir.
İnsanlığa zararlıdırlar. Dinler için insan manaviyatını kemiren parazitlerdir bile diyebiliriz.
Milyonlarca imam, hoca, papaz, haham, priest, milyarlarca inanıra dinleri sunmakta, onların maneviyatına hitebederek hükmetmekte, beyinlerini yıkamakta ve toplumları yönlendirmektedir.
Hiç kuşkusuz bunda birçok yanlışlıklar, saçmalıklar, tutarsızlıklar ve insan aklı ile uyuşmayan çelişkiler vardır.
İnsanlık çağdaş ölçülerle açıkça değersiz ve bilgisiz oldukları çok iyi bilinen din adamları ve onların hizmetçileri, destekleyicileri ve yardakçıları tarafından aldatılmaktadır.
Dinlerin insana kazandırdıkları maneviyattan başka bir şey değildir.
Dinler insanlarda mevcut maneviyat denen ve tatmin edilmesi gereken bazı müphem hisleri tatmin eden bir araçtır.
Daha doğrusu araçlardan biridir.
Maneviyat nedir? Yalnız dinlerle mi tatmin edilir?
Maneviyat, insanların tatmin etmekle yükümlü oldukları ilginç ve çok karmaşık bir güdüler veya duygular demetidir.
Tanımını yapmak sanıldığından çok daha zordur.
Neden vardır? Nedir? Önce bunların yanıtını vermeye çalışalım.
Maneviyat muhtemelen, insan denen canlının içinde yaşadığı koşullara uymasını sağlayan bir tür içgüdüdür.
Canlıların yaşamı son derece travmatiktir.
Canlıların çoğu için yaşam, yalnız geçici bir süre için trajik ve travmatiktir.
Canlıların çoğunun beyni ileriyi ve geçmişi yeterince değerlendiremez.
İnsanlar için dayanması olanaksız olarak nitelendirilen stresler, acıklı, hüzünlü ve trajik anılar, hayvanların beynine kaydedilmez.
Anılar ya kısa bir süre içinde silinirler, ya da hiç kaydedilmezler.
Çeşitli nedenlerden dolayı evrime uğrayarak gelişen ve büyüyen insan beyni, geçmişi kaydedip, gelecekle ilgili planlar yaparak insana doğada ilginç bir avantaj sağlarken, onu aynı zamanda duyarlı bir yaratık da yapmaktadır.
Çocuğunu, eşini, ailesini kaybeden bir insan için yaşam, çekilmesi, tahammül edilmesi olanaksız bir işkenceye dönüşebilir.
İnsan maneviyatı işte bu gibi durumlarda devreye girerek insanlarda yaşama güç ve arzusunu artırır.
Gerçekte hiç bir anlamı olmayan yaşamın bir anlam kazanmasını sağlar.
İnsan beynini bazı yöreleri, bu tümüyle insansal yeteneğin icra edilmesini sağlamaya özelleşmişlerdir.
Temporal lobda ve civarında lokalize olan bazı nöral devreler, insanlarda maneviyatın manifestasyonundan sorumludurlar. Bu beyin yöresi, ilginç olarak, Allah ve müzik arasında bir ayrım yapmaz.
İnsan henüz çocuk iken nelere maruz kaldı ise, ilerde onların manifest olmasına arabuluculuk eder.
Avrupa’nın ileri ülkelerinde o beyin yöreleri, müzik, edebiyat, güzel sanatlar, spor, çeşitli hobiler tarafından işgal edilirlerken, dinsiz bir toplum olan çinliler arasında başka türlü değerler tarafından işgal edilmişlerdir.
Maneviyat insanın en önemli güdülerinden biridir.
İnsanlar çoğu kere küçük yaştan itibaen nasıl tek bir dili ana dilleri olarak öğreniyorlasa, maneviyatla ilgili beyin yörelerini de hemen hemen aynı şekilde, belki de ilerde bir daha değiştirememek üzere, modifiye ederler ve bir süre sonra oraları diğer değerlere kapatırlar.
Çok az insanda o yöreler başka değerlere sonrada açılabilirler.
Biz onlara ateist diyoruz.
Belki de o yörelerin belli bir yük taşıma limiti vardır.
Onlar din ve bazı diğer ritüalistik geleneklerle işgal edilince, geride yer kalmayabilir ve bu yüzden artık diğer değerlere, onlar kadar önem verilmeyebilir.
Bu nedenden dolayı dine düşkün insanlarda din dışında kalan diğer manevi değerler yeterince gelişmemiş olabilirler.
Bazı insanlarda ise maneviyatla ilgili beyin yöreleri, herhangi bir nedenden dolayı, dinle irreversible olarak satüre olmayabilir ve geçici bir süre için dine maruz kalsalar bile, ilerde onlardan kurtulmak mümkün olabilir.
İşte o insanlar ateizmin kurucuları ve idame ettiricileridirler.
Tabii sorun bu kadar basit olmayabilir.
Yine de sonuç değişmeyecektir.
Önemli olan dinlerin, insanların daha mutlu ve esen yaşamaları için gerekli maneviyatla ilgili beyin yörelerine yerleşen parazitik sosyal kurumlar olduğunun bilinmesidir.
Dindarlığa düşkün Müslüman’ların kaybedecekleri çok şey vardır ama, onlara neleri kaybettiklerini açıklamaya bile olanak yoktur.
Çünkü onların maneviyatla ilgili beyin yöreleri İslam tarafından işgal edilmiş ve diğer değerlerin oralara penetre olmaları önlenmiştir.
Gurur ve onurlarını da İslam’a kaptıran bu zavallı garibanlar için artık yapılacak fazla bir şey yoktur.
Bu eğilimi bir kanseri erken tanımak gibi, zamanında tanıyıp yok etmek, tek kurtuluş yoludur.
İslam ve diğer dinleri pratik eden insanlar için yaşamın oldukça ilkel bir anlamı vardır.
Bu anlamı onlar, kendilerinden de bir şeyler katarak, zenginleştiremezler.
Bir ömrü saçma ve değersiz bir din uğrana kaybettiklerini anlamalarına bile olanak yoktur.
Umarım Müslüman’ların nasıl bir kayba uğradıklarını şimdi daha iyi anlıyorsunuzdur.
Dindarlar..
Bence Paskal’ın kumarını oynamaktan vazgeçmeli ve ya varsa hipotezi ile kendinizi aldatmamalısınız.
Yaşamı dolu dolu, insanca duygularla yararli bir şekilde yaşamalı ve dünyada mevcut bütün insansal zevklerden dürüstçe tad almaya çalışmalısınız.
Hepsini deneyimleyemezsiniz belki ama, önemli bir kısmından alacağınız zevk ve hazla, zengin ve yararlı bir yaşam sürdürebilirsiniz.
Ben sadece hatırlatıyorum..
HACI
Recent Comments