Fiziksel de olabilir bu temas ama, ben elbette başka tür dokunmalardan bahsediyorum. Diğerlerinin ruhuna dokunmak. Aklına dokunmak. Kalbine, maneviyatına, benliğine, kişiliğine, duyarlıklarına dokunmak... Zaman ve mekândan münezzeh olarak dokunmak. Çağ atlayarak dokunmak. Sevdirerek dokunmak. Düşündürerek dokunmak. Özlem duyularak dokunmak. Bazen güldürerek, bazan ağlatarak dokunmak. Nostalji duyguları uyandırarak dokunmak. Pişmanlık duydurarak dokunmak. Övünerek dokunmak..... Gurur duydurarak dokunmak.....
Sana hürmetle dokunuyorum..
Kalın ve kaba parmaklarım
Önümde duran küçük fizik varlığınla temas ediyor
Tüylerimin ürperdiğini hissediyorum..
Zarif ve görkemli aslının
Küçük bir kopyasısın
Bir elime sığabiliyorsun...
En ufak bir beyaz noktası olmayan
Siyaha çalan koyu kahve rengi teninle
Küçücük bir at heykelisin..
Zarif ve mütenasip vücutlu olmana rağmen
Güçlü ve görkemlisin...
Sen muhteşem bir Türk atısın.
Kimin kime dokunduğu ise ayrı bir olay..
Doğrusunu istersen
Ben sana değil
Sen bana dokunuyorsun..
Yüzlerce yıl ötedeki
Gizemli bir dünyadan
Bir ruh gibi geliyor
Ve beni etkiliyorsun..
Bana verdiğin hazzı ve hüznü
Neş’eyi ve kederi
Çoşku ve düş kırıklığını
Umut ve umutsuzluğu
Anlatmam olanaksız..
Beni aynı zamanda hem ağlatıyor
Hem de kahkahalar boğuyorsun..
Seninle iftihar ediyorum...
Fizik varlığın doğaya döneli aradan 309 yıl geçti. Ama sen hala bize dokunuyor, ruhsallığımıza hitabediyorsun. Senin de kendi zamanında neler hissettiklerini bilmek isterdik. Bu elbette olanaksız. Her at aynı şeyleri mi hisseder? Türk savaş atları savaşta ve barışta hep aynı mı hissederlerdi?
Türk ismini yücelten yalnız insanlar mıdır? Türk’lerle binlerce yıl omuz omuza savaşan atlar Türk olamaz mı? Kahraman olan yalnız Türk’ler midir? Türk atları da kahraman olamaz mı?
Ruhun şad olsun Byerley Türk..
Recent Comments