İslam'ın ortaya çıkış nedenleri konusunda en önemli husus, İslam'ın ortaya çıktıktan sonra varlığının devam etmesidir. Tabii İslam için bu da yeterli değildir. İslam'ın ortaya çıktıktan sonra idamesini sağlayan bir mekanizmaya da gereksinim vardır. Bu mekanizmanın zorba, despot, acımasız, zalim bir güç olması zorunludur. Çünkü insanlar kendilerine empoze edilen ilahi ve manevi değerleri ancak geçici olarak kabul ederler. Onların devamı için topluma zorla ve uzun süre empoze edilmeleri gerekir.
İslam'ın Muhammed ile başladığını düşünelim. Yöre insanlarının puta taptıkları varsayımını kabul edelim. O insanlar yüzlerce, hatta binlerce yıldır puta tapmaktadırlar. Onların bir nesilde putatapmaktan vazgeçmeleri mümkün değildir. Yeni din ancak birkaç nesil içinde yerleşebilir ve o süre içinde yeni din topluma sürekli empoze edilmelidir. O din herhangi bir şekilde topluma zorlanmazsa, tutmaz. Yerleşmez.
Muhammed'in İslam'ı başlattığını kabul edersek, İslam'ın yerleşmesi sürecini açıklayamayız.
Çünkü Muhammed 23 yıl gibi kısa bir süre içinde İslam'ı başlatıp çevreye yaymıştır. O çevre ne kadar geniş olabilir? Bir kişi bir dini etrafa ne kadar yayabilir? Eğer İslam'ı yayan bir kuvvet olmasaydı, İslam büyüyemez ve yayılamazdı. DAna da önemli olarak yeni nesillerde devam edemezdi. Unutulurdu.
Oysa İslam unutulmamıştır. Çünkü İslam yörede ortaya çıkmakta olan güçlü bir otorite tarafından başlatılmış, yayılmış ve insanlara zorla empoze edilmiştir. Ve bu zorlama birkaç nesil, ya da birkaç yüzyıl sürmüştür.
İslam'ı Muhammed'in başlattığı ve yaydığı iddiası tutarsızdır. En ufak bir şekilde bile gerçeklerle bağdaşmayan bir abartıdır. Herşeyden önce bu iddia insanın doğasına aykırıdır.
Hristiyanlık Constantin tarafından benimsendikten ve bir Roma dini olduktan sonra birden gelişip yayılmıştır. Hristiyanlığı Roma imparatorluğunun askerleri yaymışlardır. Hristiyanlığı başka türlü yaymak mümkün değildi.
Dinlerin yerleşmesi için ortaya çıktıklarından sonra aradan birkaç yüzyıl ya da en azından birkaç nesil geçmesi gerekmektedir.
Bir diğer ortaya çıkış şekli de yavaş ve sinsi bir başlangıca sahip olmaktır. Sinsi bir başlangıcı olan din uzun zamanda da olsa, kabul edilme ve yerleşme şansına sahiptir. İslam'ın başlangıcının yavaş olmadığı iddia edilmektedir. Bu iddia tutuarlı olamaz. İslam yörede giderek kuvvetlenen bir otoritenin yayılmak ve büyümek için yararlandığı, Hristiyanlıkla, Yahudiliğin ve muhtemelen müşrikliğin karışımından oluşumuş başlangıcı sahip bir dindir.
Türk'ler nasıl İslamlaştırılmışlardır? Türklerin İslamlaştırılması zorla ve birkaç nesil içinde gerçekleşmiştir. Ve ilginç olarak, buna direnen Türk'ler İslam'ın kurallarını koyduğu ortamda yaşayabilmek için Aleviliği keşfetmişlerdir.
Hindularla Müslüman'lar arasında varlıklarını sürdürmeye zorlanan ve ikisini de benimsemeyen insanlar sih dinini oluşturmuşlardır.
Sosyal süreçler yavaş gelişirler ve sürekli olarak deneyimlenmek, topluma zorla empoze edilmek zorundadırlar. Bunu ancak büyük bir kuvvet başarabilir. İslam, Hristiyanlık ve Sihlki bunun ilginç örnekleridir.
DİNDE ZORLAMA YOKTUR TÜMCESİNE İNANMAYIN..
İSLAM ZORLAMADIR.