İki ayrı soru ve sorunu birlikte tartışabiliriz.
Önce ilk soruyu ele alalım.
İslam'ın Muhammed'i aşabilmesi ne demektir?
İslam'ın şu andaki durumunu şöyle formüle edebiliriz.
İslam= Muhammed+Kur'an
Bu formülde Muhammed'i çıkarırsak geride:
İslam=Kur'an
kalır ki açıkça bu mümkündür.
Ama geleneksel İslamsal dogmalar buna izin vermezler.
İslam'sal geleneklere göre İslam, o şekilde dizayn edilmişdir ki, Muhammed'siz bir İslam mümkün değildir.
Muhammed'in kişiliği hem Kur'an'ın, hem de İslam'ın temel yapı taşlarından biri olmuştur.
İslam tarihi Muhammed'in yaşaması üzerine kurulmuştur.
İslam dini ile Muhammed birbirlerine o kadar entrikalı ve karmaşık bir şekilde dolanmışlardır ki, onları birbirlerinden ayırmaya teşebbüs etmek bile bir çılgınlık olarak yorumlanmaktadır.
Bu durumda ikinci bir soruyu sormamız gerekmektedir.
Batı İslam bilginleri Kur'an'ı yorumlar ve İslam'ın gizemli tarihini incelerlerken, onları Muhammed'in kişiliğinden soyutlayabilirler mi?
Batı'nın İslam Yorumu Muhammed'i Aşabilir mi?
Batı'nın zavallı diyebileceğim iyice şaşırmış ve şimdiye kadar kendilerine empoze edilen İslam masalını kabul etmiş İslam bilimcileri arasından çıkan bir iki heretic (geleneklere ters düşünen kâfir), bu konuda yerleşmiş, dogmalaşmış ve tabulaşmış görüşlerde devrim yapmak üzeredirler. Ama onların yapmayı istediği devrimin Muhammed mitini aşıp aşamayacağı henüz bilinmemektedir.
İslam tarihi ile ilgili bazı gerçeklere ulaşabilmek için Muhammed efsanesini aşmak gerekmektedir.
Çünkü her tarihsel olguda onun ismi ortaya atılmakta, olası bazı senaryoları kontamine ederek, onları yanlış bir yöne doğru itmektedir.
Muhammed'siz bir İslam tarihi yazılamamakta, onsuz Kur'an yorumlanamamakta ve İslam'la ilgili bazı gerçeklere ulaşılamamaktadır.
İslam'la ilgili her olguda Muhammed'in adı pat diye ortaya çıkmaktadır.
İslam tarihinin en iyi bilinen tarihi 610-632 arasındaki zaman dilimidir.
Muhammed'in doğduğu ileri sürülen tarih olan 770 ile 610 yılları arası nedende iyi bilinmemektedir.
632 yılından sonraki tarhisel gelişmeler de 610-632 arası kadar iyi bilinmemektedir.
Muhammed'i aradan çıkarmadan (Muhammed'i aşmadan) İslam tarihini, İslam'ı ve Kur'an'ı doğru olarak yorumlamak mümkün değildir.
İslam ve Kur'an'ı Muhammed'siz yorumlamak sine qua non dır...
Mecburiyettir. Zorunluktur.
Ancak o zaman İslam'ın ve Kur'an'ın gizemini çözmek mümkündür.
Bu konuda çalışmalar başlamıştır.
Onların İslam yalanını az da olsa düzelteceğine inanıyorum.
Ama Batı'nın Muhammed'den arındırdığı İslam'ı, İslam dünyasının kabul edebilmesi için aradan uzun yılların geçmesi gerekmektedir.
Türk ateistleri için bile Muhammed'in yaşadığı iddiası mantıklıdır.
Çünkü onlar başka kaynaklardan yeterince yararlanamamaktadırlar.
Bazı batılı ateistler Muhammed'in yaşamayabileceği kavramına maruz kaldıklarından, son gelişmeler onlar için tam bir sürpriz oluşturmayabilir.
Ama Türk ateistleri için Muhammed mitinden kurtulmak ve İslam ve Kur'an'ı çok değişik bir bakış açısından değerlendirmek, kısa zamanda alışılacak bir kavram değildir. Ama zamanla onlar da bu konuda bilgili Batı ateistlerinin izinde ilerleyeceklerdir.
Bu arada şurasını da hemen belirtmeliyim ki, Batı ateistlerinin çoğu Muhammed'in yaşamadığını henüz kabul etmiş değillerdir.
Bu konuda Türk ateistlerinden daha nesnel olduklarını düşünüyorum.
Ben de delil yokluğu delil değildir demiştim bir zamanlar.
Peki delil yokluğu nedir?
Muhammed'in yaşadığının delilleri yoksa bu ne anlama gelir?
Normalde hiç bir anlamı olmamalıdır.
Delil yokluğuna spesifik anlamlar atfetmek saçmalıktır.
Delil yokluğu elbette delil olarak kabul edilemez.
Ama Muhammed söz konusu olunca durum birden değişiyor.
Muhammed'in yaşadığının delillerinin olmaması, delil yokluğunun delil olmaması şeklinde yorumlanmamalıdır.
Yani burada iki negatif bir pozitif etmemelidir.
Durumu kısaca özetleyim:
Delil yokluğu delil değildir.
Muhammed'in yaşadığının delili yoktur.
O halde Muhammed'in yaşamadığı ileri sürülemez.
Çünkü Muhammed'in yaşadığının delilinin olmaması onun yaşamadığının delili değildir.
Müslüman'lar ve bazı ateistler bu sonuca varıyorlar.
Bu mantıksal çıkarsamanın doğru olabilmesi için, Muhammed'in hakkında iddiaların olmaması gerekmektedir.
Muhammed hakkında bazı iddialar ortaya atılınca, önce onlar kanıtlanmalıdır.
Çünkü Muhammed hakkında ortaya atılan iddialar aslında delil niteliğindedir.
Madem delil niteliğinde bazı iddialar vardır, o halde onların kanıtı yapılmalıdır..
İşte bu bağlamda Muhammed'in yaşamamış olduğu ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Çünkü Muhammed'in yaşadığı iddialarının hemen tek bir somut kanıtı bile yoktur.
Bu iddia bir kuram değildir. Çünkü tek bir kanıttan bile yoksundu.
Muhammed'in yaşayıp yaşadığı iddiası bir hipotezdir.
Hipotezlerde deliller olmayabilir.
Ve hipotezler aslında birden fazla kuramla uyumlu olabilirler.
Muhammed'in yaşayıp yaşamadığı konusu bir hipotez olduğuna göre, yaşamış olması o hipotezle ilgili bir kuramdır. Yaşamamış olması da o hipoteze ait kuramlardan biridir.
Muhammed'in yaşadığının somut kanıtı yoktur dedik.
Aslında bu pek doğru değil. Yanlış da değil.
Muhammed'in yaşadığının somut bir kanıtı vardır.
Ama ilginç olarak bu kanıt aynı zamanda Muhammed'in yaşamadığının da kanıtıdır.
Ve daha çok yaşamadığının kanıtıdır.
Çelişkili bir ifade değil mi?
Hem de nasıl!
Muhammed ismi ilk defa Hristiyan ikonografisi taşıyan bir Suriye parasında ortaya çıkmıştır. Bu para ve Muhammed ismi aslında İsa'nın önemini kutsamaktadır. İslam veya Muhammed'le ilgili değildir.
Yani Muhammed'in yaşadığının değil de, yaşamadığının somut delili vardır.
Muhammed'in yaşayıp yaşamadığı hipotezinin, yaşamadığını destekleyen somut bir delili varken, yaşadığına işaret eden tek bir somut delili bile yoktur.
Comments