Görünüşe göre evrende ilginç bir düzen vardır. En büyük galaksilerden, en küçük atomaltı parçacıklara kadar bütün cisimler fizik yasalarına tabidirler. Her türlü enerji ve madde durmaksızın hareket halindedir. Big Bang sırasında kazanılan momentum devam etmektedir. Uzay genişlemekte, galaksiler birbirlerinden uzaklaşmakta ve rastgelelik artmaktadır. Ama bütün bunlar, hatta rastgeleliğin artması bile, belli bazı fizik yasalarına uyan bir düzen dahilinde vuku bulmaktadır. Rastgelelik bile rastgele değildir. Evrende mevcut olan güçleri bulup, ortaya çıkaran insanlar, onlardan çeşitli şekillerde yararlanmaktadırlar. İnsanlar mevcut fizik kanunlarını açığa çıkararak atom ve hidrojen bombalarından tutun, elektrik santrallerine kadar, tüm doğal ve vahşi güçleri ehlileştirmiş ve domestike etmişlerdir. Fizik konusundaki yayınlara kısa bir göz atmanız, bu bilim dalının ne kadar gelişmiş olduğunu anlamanıza yardım edecektir. Bu kanunları teker teker açığa çıkaran insanlık, bu başarılarından büyük yararlara sağlamaya başlamıştır.
Bu kanunların Allah’ın yasaları olduğunu iddia eden Müslüman’lara göre acaba bilim Allah’dan izin almadan bu güçlerden yararlanmada haklı mıdır?
İslam’a göre insaniyete hizmetin sevap olduğu söylenir. Allah’ın yokluğunu ortaya koymaya çalışsa bile bilim insaniyete hizmet olarak kabul edilebilir mi?
Ayrıca bilim hem bir yandan insaniyete hayırlı olmakta, hem de onu ciddi şekilde tehdit edecek zararlı bilgilerle donanmaktadır. Aynı teknoloji insanlığa hem yararlı, hem de zararlı olabilmektedir.
Zararlı yönü de olan bir teknoloji İslam’ın gözünde sevap olarak kabul edilebilir mi?
Milyonlarca insanı öldürmeye muktedir nükleer enerji, insanlığa hizmet eden makbul ve sevap bir etkinlik midir?
Diğer teknolojik ilerlemeleri de aynı bağlamda incelemek mümkün müdür?
Özellikle biyoteknoloji insan ömrünü uzatmakla insanlığa hizmet mi etmektedir?
Yoksa Allah’ın yetkilerine müdahale, hatta tecavüz mü etmektedir?
İntiharı yasaklayan Kur’an insan ömrünün uzatılmasına karşı mıdır?
İnsan ömrünün uzatılması Allah’ın emirlerine karşı işlenen bir günah değil midir?
İslam kanunlarının uygulandığı bir ülkede her teknik ilerleme için Şeyhulislamdan veya ruhbani komiteden fetva alınması gerekli midir?
Herşeyden önce Allah’ın kanunlarını bulup, ortaya koymaya ve onları ehlileştirmeye çalışmak bir tür şirk değil midir?
Allah’a eş koşmayı Batı’ya bırakmakla İslam ülkeleri Allah’ın gözünde daha mı makbuldür?
Sonunda ilahi bir müdahaleden mi medet umulmaktadır?
İslam’ın karşılaşacağı o kadar çok sorun vardır ki….
Size yukarda bunlardan çok küçük bir demet sundum…
Bilimsel İslam, bilimin ve dinin sürekli olarak çatıştığı bir savaş meydanıdır. Oysa böyle bir savaşa gerek yoktur. Bu tümüyle yapay bir savaştır.
İslam kendini bilimsellikten arındırıp, camiye çekilinceye kadar bu böyle devam edip gidecektir.
Müslüman’lar yalnız maneviyata değer ve önem vermesini öğrenmeli, bilimi bilim insanlarına terketmelidirler.
Aksi takdirde Müslüman’lar Don Kişot gibi, kendi imajinasyonlarında yarattıkları canavarlarlarla savaşmak zorunda kalacaklardır.
Comments