Allah'a inanmanın neye inanıyor olmak olduğu üzerinde hiç düşündünüz mü?
Allah'a inanan neye inanıyor?
Allah'ın var olduğuna mı?
Yoksa O'nun var olması gerektiğine mi?
Allah'a inananların önemli bir çoğunluğunun inanma nedeni, "yoktan var olmayı açıklayamamalarıdır".... Allah'ı gördüğü için inanan yoktur.
Allah'a her inanan, içinde yaşadığımız evrenin kendiliğinden, tesadüfen oluşmasına olanak olmadığına değinir ve bu mantıksal çıkarsamayı Allah'ın varlığının kanıtı olarak kabul eder.
Bu indirekt, doğrudan olmayan, dolaylı bir inançtır.
Allah'ın varlığını gösteren direkt, doğrudan, dolaylı olmayan bir gözlem yoktur.
Bu durumda diyebiliriz ki; Allah'a inananlar evreni açıklayabilecek başka bir çözüm yolu bulamadıkları için, böyle bir tutum, hatta saplantı içine girmişlerdir. İnsanlar Allah'a, O'nu gördükleri için değil, O'nun bir tür manevi etkisi altında kaldıkları için, inanırlar.
Allah'a inanmak belki de, yalın bir inanç olmanın yani sıra, aynı zamanda kaçınılması zor insansal bir eğilimdir. İnsanın en güçlü tarafı olan akıl ve mantığının yanılsamasıdır. Belki de Allah'a inanmamak insanların çoğu için imkansızdır.
Aynı dine iman etmeseler de insanların çoğu, Allah'a, Tanrı, ya da Tanrı'lara inanma eğilimi gösterirler. Çünkü Allah kavramı, insan mantığı ile az çok bağdaşmaktadır. Kendi çocuklarını yaratan ve kendileri yaratılmıs olan insanlar için, yaratılmaktan daha doğal bir olgu olamaz. Madem herşeyin bir nedeni ve yaratanı vardır, evrenin ve insan yaşamının da bir nedeni olmalıdır.
İnsanlar bu yaratıcıya Allah, Tanrı, Yahova vb isimler vermişlerdir. Bir yaratıcıya inananlar için bütün sorunlar çözülmüştür. Bu konu üzerinde daha fazla düşünmezler artık. Hiç gereği yoktur. Allah'ın varlığını sorgulamak toplumun değer yargılarına ters düşer. Bu durumda diyebiliriz ki, Allah'a inanan insanların çoğu aslında Allah'a değil, kendi akıl ve mantıklarının yarattığı bir imgeye inanmaktadırlar. Kendilerine o kadar çok güvenmektedirler ki, kendi mantıklarının ve o muhteşem akıllarının kendilerine bir oyun oynayabileceğini asla hesaba katmamaktadırlar.
Allah'a inanmanın gücü, insanın kendi aklına olan güveni ile doğru orantılıdır. İnsanların Allah'ın var olması gerektiğine inanan akıllarına olan güveni ne kadar fazla ise, Allah'la olan bağları da o kadar güçlüdür. Bu bağların güçlü olmasının nedeni onların kendi varlıklarının özünden kaynak almasıdır. Onsuz yaşama anlam veremez, insanlar. Anlamsız var olmada ise herhangi bir espri göremezler. Çoğu kere Allah, insanların yaşama anlam vermede kullandıkları manevi bir araçtır. Allah adına şiir ve öykülerin yazılmasının, ağıtların yakılmasının, ilahi ve şarkıların bestelenmesinin ve muhteşem yapıtların dikilmesinin nedeni budur. Bu inanç o kadar güçlü olabilir ki, insanlar Allah adına her türlü fedakarlıkları ve çılgınlıkları yapmaktan, hatta kendilerini ölüme atmaktan, çekinmezler.
Dinler olmasa da Allah kavramı varlığını sürdürecektir. Dinler için Allah kaçınılmaz bir kavramdır. Dinler inanılmak zorunda kalınan Allah kavramını kendilerine göre manüple ederek insanlığa hükmeden sosyal kurumlardır..
Müslüman'ların ağızlarından hemen hiç düşürmedikleri bir deyiş vardır. Onlara göre, "Allah'a inanmak akıl işidir". Ne kadar doğru! Yine de insan aklının aynı zamanda sapkın ve kurnaz, manüplatif ve firsatçı, şeytani ve habis, yalancı ve sahtekar, ahlaksız ve hain ve herşeyden önce yanılabilir olabileceğini hiç düşünmezler.
Allah vardır ve ilerde de var olmaya devam edecektir. Dünyada insan var oldukca, Allah da var olacaktır. İnsanlar durmaksızın düşünmekte ve varlıklarına anlam vermeye çalışmaktadırlar. Bunu yapmamak insanların elinde değildir. Aslında yaşamın belli bir anlamı yoktur. Tek başına bu gözlem bile, Allah'ın olmadığının en güçlü kanıtıdır. Kişi ancak kendi yaşamına anlam verebilir. Bu da yalnız çalışarak, okuyup, öğrenerek, yani eğitimle başarılır. Allah'ın varlığına inanmak, tümüyle insansal bir yanılsamadır. Allah müphem bir kavramdır. Bir düş bile değildir, Allah. Bir düşün, insan aklında ve mantığında oluşan ve hemen her kılığa girebilen soyut bir simgesidir....
Evet........ böyle bir Allah vardır ve daha binlerce yıl var olmaya devam edecektir. Tek başına bu kavram bizleri fazla rahatsız etmemelidir. Ancak, bu kavramı bizlere pazarlamak isteyen kurumlardan, yani dinlerden, uzak durmamız gerektiği, asla ihmal edilmemelidir...
Allah'a inanan insan aslında kendi aklına ve mantığına inanıyor demektir. Ama
nedense, kendisinden daha kurnaz ve akıllı Allah'a inanan firsatçıların tuzağına düşmekten ve dindarlığı seçerek onların oyuncağı olmaktan kurtulamamaktadır.
Bu gerçekten acı ve üzücü bir ironidir. Masum bir kavram, tehlikeli ve habis kavramları kullananların elinde oyuncak olmaktadır..