Kur'an mucizeleri konusunun Müslüman'lar tarafından büyük bir ilgi ile izlendiğini biliyorsunuz.
Bu iddiaların temelinin Kur'an'da geçen bir kaç kelime veya ayet olduğunu bildiğinize de eminim. Ve bu iddiaları ciddiye almadığınıza da..
Ama aralarında doktor, mühendis, avukat, profesör ve gazeteci de olan milyonlarca Müslüman bu iddiaları ciddiye alıyor.
Bu pervasız ve temelsiz iddialardan prim yapanların sayısı her gün biraz daha artıyor.
Ben şahsen ülkemiz aydınlarını bu konuda seslerini çıkarmamakla eleştiriyordum ama son zamanlarda bunun doğru olmadığını realize ettim. Neden fikir değiştirdiğimi aşağıda tartışacağım. Bazılarını suçlamakla bu sorunun çözülebileceğini artık düşünmüyorum.
Ateist arkadaşlara soruyorum:
Bu konuda nasıl bir strateji izlenmesini istersiniz?
Konu ile hiç ilgilenilmesin mi?
Yoksa çok yakından mı ilgilenilsin?
Ne tavsiye edersiniz?
Siz olsanız ne yaparsınız?
Kur'an'ın bir mucize olduğu iddiası yeni değildir.
Kur'an 1400 yıldır mucize bir kitap olarak lanse edilmektedir.
1400 yıl içinde bu ününden Kur'an fazla bir şey kaybetmemiştir. Hatta mucizelerin sayısı artmıştır.
Önceleri Kur'an mucizesi O'nun yazılış üslubu ile açıklanmaya çalışılmıştır.
Kur'an'ın üslubu ne tam şiirdir, ne de tam nesir. İkisi arası bir üslubu vardır.
Yalnız şiir okumaya alışık Arap'lar için tek başına bu bile bir mucizedir.
İddiaya göre ilk inen ayetler Alak suresi ile ilgilidirler. Tabii bu iddianın temeli yoktur. Kesinliği yoktur. Hatta yalan olduğu kesindir.
Önce bunun neden yalan olduğuna değineyim.
Kur'an hakkında kesin olarak bilinen ilk gerçek O'nun Muhammed tarafından yazılmadığıdır.
Muhammed yaşamış bile olsa Kur'an'ı yazmamıştır. Muhammed’in Kur'an'la en ufak bir alakası yotur.
Kur'an yüzlerce yıl içinde Arap'ların ve yöre halkının kollektif bilinci olarak ortaya çıkan bir yapıttır.
Emeviler tarafından kitap haline getirilmiştir. Halife Osman'ın ve diğerlerinin Kur'anı kitaplaştırdığı iddiasını ciddiye almamalısınız.
Kur'an'ın kitaplaştırılması nedeni Emevilerin imparatorluk kurmalarını kolaylaştırmaktır.
Bu konuda 2008 yılında ilginç bir kitap yayınlanmıştır.
The Qur'an in Its Historical Conext
Bu kitapda Kur'an çeşitli kaynaklara dayanarak ortaya çıkan ve toplumun kollektif bilincinin eseri olan bir kitap olarak kabul edilmektedir.
Yani Kur'an Muhammed veya herhangi biri tarafından yazılmamış, halk arasında dolaşan ayetlerin Emeviler tarafından derlenip toparlanması sonucu oluşturulmuştur. Emeviler için Kur'an bir anayasadır. Onunla bir imparatorluk kurmuşlar ve onu idare etmişlerdir. Ondan sonra gelen bütün imparatorluklar ki aralarından Osmanlı imparatorluğu da vardır, anayasa olarak Kur'an'ı benimsemişlerdir. Günümüzde bile Kur'an’ı temel alarak idare edilen ülkeler vardır.
Görüldüğü üzere Kur'an çok önem verilen, üzerine imparatoluklar kurulmuş olan ve günümüzde bile bazı devletler tarafından anayasa olarak kabul edilen ilginç bir kitaptır. Önemini kimse yadsıyamaz. Bu haliyle bir mucizedir. Bundan hiç kuşku duyulmamalıdır.
Ama Kur'an'ı mucize olarak kabul edenler için Kur'an başka nedenlerden de mucizelerle dolu bir kitaptır.
Kur'an mucizelerini google'da ararsanız karşınıza yalnız ülkemizde bu konuyu ana tema edinen yüzlerce site çıkacaktır.
Bu mucizelerin içeriğini yakından incelediğiniz zaman, onların kurnaz ve sinsice yazılmış, bazı gerçekleri çarpıtarak açıklayan bir takım zırvalar olduğunu göreceksiniz. Bu çarpıtmalar karşısında kanınız donacak ve mideniz bulanacaktır. Ama aralarında doktor ve mühendislerin, üniversite profesörleri ve gazetecilerle sayısız Türk aydınının da olduğu milyonlarca Müslüman'ın o mucizelere inandığını reelize ettiğiniz zaman, bu hislerinizden hemen kurtulmak ve bu kepazeliği ifşa etmek isteyeceksiniz.
İşte o zaman sorunlarınız başlayacak arkadaşlar..
Bu kepazeliği, rezaleti, bilim düşmanlığını halka nasıl açıklayacaksınız?
Kur'an mucizeleri olarak halka kakalanan yalanlarla nasıl mücadele edeceksiniz?
Bilimsel olmayan ve bilimsel gerçeklerin çarpıtılması ile ortaya atılan bazı iddiaları bilimsel olarak nasıl çürüteceksiniz?
Halka mucizelerin değindiği bilimsel gerçeklerin çarpıtıldığını nasıl açıklayacaksınız?
Bunu kimlerin ve nasıl yapmasını istersiniz?
Türk aydınlarının bu konuda yeterince aktif olduğuna inanıyor musunuz?
Onlardan toplu bir tepki mi bekiyorsunuz?
Yoksa ateist forumların o sorunlarla uğraşmasını mı yeğliyorsunuz?
Nasıl bir strateji izlemek istiyorsunuz?
Türkiye'de Kur'an aleyhine tek bir kelime bile söyleyemezsiniz?
İdam hükmünüzü o anda kendiniz imzalamışsınız demektir.
Evet. Evrim konusunda istediğinizi söyleyebilirsiniz.
Ama Kur'an'ın dokunulmazlığı vardır.
Kur'an mucizelerini en ufak bir şekilde bile eleştiremezsiniz.
Bu acı gerçeğin yakın bir zamanda değişebileceğini sanmıyorum.
Kur'an mucizelerini bize giren birer kazık olarak kabul etmekten başka çaremiz yok.
Aslında bu insanlığa atılan bir kazıktır.
Hiç bir şekilde önlememiz ve yalanlamamız mümkün değil.
Bilim düşmanları ile birkaç forumda mücadele edebiliriz. Ama sesimizi kimse duymayacak, haykırışlarımız sağır kulaklardan geri dönecektir.
Biz ne kadar kesin itiraz edersek, Kur'an muciizeleri o kadar çok kabul görecek ve o kadar çabuk yayılıp yerleşeceklerdir.
Giderek kronikleşen bu önemli sorunla mücadele için bütün Türk aydınlarının birlikte hareket etmesi gerekmektedir.
Geniş bir aydınlanma seferberliğine ihtiyacı vardır ülkemizin.
Avrupada 18'nci yüzyılda ortaya çıkan aydınlanma dönemini biz de mutlaka deneyimlemeliyiz.
Şu anda bu dönemin tam tersini yaşamaktayız.
Aradan 200 yıldan fazla zaman geçtiği halde aydınlarımız bizi aydınlatamamaktadırlar.
Çünkü bizim gerçek aydınlarımız yoktur.
İlginç olarak Avrupa'da aydınlanma döneminin başlamasından kısmen de olsa Müslüman'lar sorumludur.
Bu gerçeği kimse bilmez. Kısaca değinmekte yarar var.
Avrupa ülkeleri doğuya yayılmaya başladıktan ve aralarında İslam'ın da olduğu doğu dinleri ve gelenekleri ile karşılaşmaya başladıktan sonra, kendi dinleri olan Hristiyanlığı daha çok sorgulamaya başlamışlardır.
Avrupalı aydınlar kendilerine öğretilen Hristiyan ahlakının, İslam ahlalından daha iyi ve üstün olmadığını anlar anlamaz kendi dinlerini sorgulama sürecini hızlandırmışlardır.
Aslında bu onlara sürpriz olmuştur. İlkel toplumların ilkel dini olan İslam ve diğer doğu dinleri, nasıl olur da ileri ve sofistike Batı ülkelerinin dini olan Hristiyanlık kadar değerli olabilir? Hatta bazı konulardan ondan da ileri olabilir?
Hristiyanlığın kiliseye kapatılmasının başlangıcı budur.
Şimdi aynı şeyi bizim tekrarlamamız gerekmektedir.
İslam ahlakının çağdaş ahlakla bağdaşmadığı ve Kur'an'ın bilimsellik iddialarının yanlış olduğu halka açıklanmalıdır.
Bu birkaç kişi ve forumun bireysel çabaları ile başarılamaz.
Avrupa aydınlanma döneminde Hristiyanlık ve Yahudiliğe karşı seferberlik ilan etmiştir.
İncil ve Tevrat, çok ağır hakaretlere maruz kalmışlardır. Tabii Batı Kur'an'ı hiç bilmediği için, Kur'an'ın da onlar gibi bir zırva olduğu üzerinde durulmamıştır. Kur'an gözden kaçmıştır. Kur’an’ı eleştirmek ihmal edilmiştir.
Ülkemizde aydınlanma dönemine Kur'an'ın eleştirisi ile başlamak gerekmektedir.
Ama bunun tam tersi olmakta ve Batı bilimi Kur'an'ın taaruzuna maruz kalarak eleştirilmektedir.
Kur'an'ın Batı biliminin temeli olduğu iddiaları ile Müslüman'lar avutulmakta ve karanlıkta kalmaya zorlanmaktadırlar.
Bu karanlık günler elbette geçicidir. Ama onlar daha ne kadar devam edecektir ve nasıl sona erecektir?
Bütün sorun budur.
Biz bir an önce Kur'an'ın bu saldırılarından halkımızı kurtarmaya çalışıyoruz.
Bunda ne kadar başarılı olabiliriz. Olabilir miyiz?
Şimdilik bu sorunun yanıtını bilmiyoruz.
Bu öyle ihmal edilecek ve sırt çevrilecek bir sorun değildir.
Ülkemiz için onur kırıcı bir durum söz konusudur.
İnsanlar Kur'an mucizelerinden de önce Kur'an'a ve İslam'a inanıyorlardı elbette.
Kur'an mucizelerinden bahsetmeye gerek bile yoktu belki de.
Ama bazı ahlaksız ve pervasız çevreler Kur'an mucizelerinden bahsederek, Müslüman'ların İslam'dan kopmalarını önlemeye çalışmaktadırlar.
Ayrıca Müslümanların imanlarının azalmasını ve şüphelerinin artmasını bile önlemeyi amaçlıyor bu çalışmalar.
Tabii bilimi çiğneme pahasına..
İslam'ın insanları büyülemesinin nedeni kendisi ve Kur'an değildir.
Bu konudaki yanlış bilgilendirmedir. Ve o da maksatlıdır.
Amaç İslam'daki sapkınlıkların, ilkelliklerin anlaşılmasını önlemektir.
Biz İslam'ı deşifre edip, gerçek yüzünü dünyaya ifşa ederken, bazıları o yüzü değiştirmeye İslam'ı daha sofistike bir din gibi lanse etmeye çalışmaktadırlar.
Eşeğe altın semer vursan da eşek eşektir demişler.
Bu da öyle..
Kur'an mucizelerinin çürütülmesi hiç bir şey ifade etmiyor.
Zaten bütün sorun da o değil midir?
Onların hepsinin çürük olduğunu yazanlar bilmiyorlar mı sanıyorsunuz?
Aslında bu açıkça bir suikastdir. Amacı Müslüman'ları sindirmektir.
Yoksa onları aydınlatmak falan değildir. Bu görünüşte öyledir.
Müslüman'ların İslam'dan uzaklaşmasını önlemek için bir taktikdir bu. Başka hiç bir şey değildir.
Bu mucizeleri okuyan bir bilim adamı veya kafası çalışan bir insan secdeye gelip Müslüman olacak değildir.
Bu sahte mucizeler Müslümanların İslam'dan uzaklaşmasını zorlaştıracaklardır.
Kur'an mucizelerini çürütmenin sorunsalı işte buradadır.
Müslüman'lara onların mucize olmadıklarını açıkladığınız zaman, onlar İslam'a daha sıkı bağlarla tutunacaklardır.
Çünkü onlar size inanmamaktadırlar.
Yalancı bile olsalar, kendi inandıklarına inananlarla olan bağları sizinle olan bağlarından çok çok daha güçlüdür.
Kur'an mucizelerine bilimsel bir yanıt verilmeli midir?
Kur'an'ın bilimsel gerçekler içerdiği için mucize olduğunu iddia edenlere nasıl bir yanıt verilmelidir?
En ufak bir şekilde bile bilimsel bir temeli olmayan bir ayet veya bir iki kelime ile bilimsellik kılıfına büründürülen Kur'an'ın bilimsel olmadığnı uzun uzun açıklamak bence abesle iştigalden başka bir şey değildir. Bu yaklaşım gereksizdir.
Mükemmel bilimsel açıklamalar bile, Kur'an'da bilimsel bazı gerçeklerin olduğuna inananları inanmamaya sevkedecek güçte değildir. Çünkü bilimsel bulgular inançlara hükmedemezler.
Bilim ve inanç hem farklı domainlerin ilgi alanındadırlar, hem de insanları aynı derecede etkilemezler. Bilim sürekli sorgulandığı ve inançlar asla sorgulanmadıkları için, böyle bir yaklaşım inançların lehine bir sonuca ulaşacak ve bu yanıtlar işe yaramayacaklardır.