Otokatakinetik sistem kendini bir bütün olarak idame ettirebilen, bunu yaparken öğelerinin birbirleri ile olan ilişkileri çizgisel olmayan, çevreden aldığı enerji ile beslenen ve onu düzensiz olarak tekrar çevreye iade eden bir antitedir. Birkaç örnekle bu sistemi açıklayabiliriz.
Hortumlar(tornadolar) otokatakinetik sistem için tipik bir örnektir. Öğelerinin sürekli hareketleri ile varlığını sürdüren hortumda dinamik bir düzen vardır. Çevresindeki kaynakları kendisine doğru çekerek kazandığı düzeni sürdürür ve düzensizliği ortama iade eder.
Kasırgalar da tropikal iklimlerde ve açık deniz ve okyanuslarda, sıcak ve nemli bulutların örgütlenmesi sonucu ortaya çıkan otokatakinetik şiddetli fırtınalardır.
Yine de otokatakinetik sistemlerin en güzel ve tipik örneğini canlılar oluşturur.
Otokatakinetik (autocatakinetic) sistem kendiliğinden ortaya çıkıp, bir süre için varlığını idame ettirdikten sonra dağılarak yok olan bir antitedir. Bu sistem öğelerinin sürekli hareketleri sırasında dağılan alan potansiyellerinden ortaya çıkan bir dizi çizgisel olmayan (nonlinear), antagonistik ve geri tepmeli ilişkilerden oluşmuştur.
İlişkilerin çizgisel olmaması demek, sistemin öğelerinin birbirlerini izleyen ahenkli ve birbirlerini tamamlayan bir düzene sahip olmaması demektir. Sistemde geri tepmeli ve antagonistik döngüler olmalıdır. Onlardan yoksun sistem dış ajitasyonlara daha duyarlıdır. Otokatakinetik sistem kendi iç özgürlügünü başka türlü seçemez.
Potansiyelden kasıt da basınç ve sıcaklık gibi farklardır. Sistem o farkların mümkün olduğu kadar hızla dağılıp azalmasını sağlayarak varlığını korur ve idame ettirir.
Hortum otokatakinetik sistem için tipik bir örnektir. Öğelerinin sürekli hareketleri ile varlığını sürdüren hortumda dinamik bir düzen vardır. Çevresindeki kaynakları kendisine doğru çekerek kazandığı düzeni sürdürür ve düzensizliği ortama iade eder. Canlıların da yaptıkları budur. Çevreye iade ettikleri atıklardır. Canlılar ayrıca metabolik etkinlileri ile homeostazlarını (iç düzenlerini) idame ettirler.
Otokanakinetik sistemler kendi iç özgürlük sınırlarını kendileri seçerler ve böylece kendi dağılan yüzeylerini maksimuma çıkarırlar. Canlı olmayan sistemler de çoğalırlar. Örneğin türbülanslı akıntılarda oluşan girdaplar çevrelerindeki enerjiyi yakalayarak çoğalırlar. Benard hücrelerinde gözlemlendiği gibi, yüzey boyutların karesi olarak genişlerken, hacim boyutların küpü olarak genişler. Bu nedenden izometrik olarak büyümekte olan otokanakinetik sistemler belli bir büyüklüğün üstüne çıkınca, kendiliklerinden bölünürler ve böylece yayılmakta olan yüzeylerini genişletirler. Bu bir düzen ve kendiliğinden örgütlenmedir. Düzenli bir şekilde örgütlenen sistemler evrende kendiliklerinden ortaya çıkarlar.
Otokatakinetik sistemlerin, kendilerini dengeden uzak tutacak entropiyi yeterince üretmeleri ve kendilerini geliştirmeyi ve idame ettirmeyi kompanze etmeleri durumunda var olmalarına izin verilir. Evrendeki sistem ve düzen budur. Başka bir deyişle, ortaya bir düzenin çıkması için sistemin ve çevresinin birlikte yeterince entropi üretmesi ve yeterli kaynağı bularak onları etrafa yayması gerekmektedir. Bunun için de potansiyelleri etrafa yaymada düzenli akımın, düzensiz akımdan daha etkili olması gerekmektedir. Ve nitekim bu gerçekleşmektedir.
Otokatakinetik sistemlerin bazı özellikleri vardır:
* Her şeyden önce bu sistemler termodinamik olarak açıktırlar. Bu da sistemden enerjinin sürekli olarak geçtiği anlamına gelir. Bu açıklıktan dolayı sistem çevresi ile sürekli bir enerji alış verişi yapmaktadır.
* Otokanakinetik sistemler kendi iç özgürlük sınırlarını kendileri seçerler ve böylece kendi dağılan yüzeylerini maksimuma çıkarırlar. İzometrik olarak büyümekte olan otokanakinetik sistemler belli bir büyüklüğün üstüne çıkınca, kendiliklerinden bölünürler ve böylece yayılmakta olan yüzeylerini genişletirler.
* Sistem termodinamik olarak dengede değildir. Dengede olmadığı için de sürekli bir değişim içindedir.
* Sistemin öğeleri arasında sürekli yerel tepkileşmeler vardır.
*Sistem çok sayıda parçadan oluşmuştur.
Bu özellikleri canlılara uygularsak, evrim olarak bilinen ilginç bir süreçle karşılaşırız. Evrim, otokatakinetik bir sistemden oluşan canlıların sürekli bir değişime maruz kalmaları paradigmasıdır.
Bu sistem kendini geliştirmek ve idame ettirmek için termodinamik olarak dengede olmamak, çevresi ile nisbeten serbest enerji alış verişi yapmak ve birbirleri ile sürekli olarak tepkileşen çok sayıda parçadan oluşmuş olmak zorundadır.
Canlılar bu niteliklerin tümüne harfiyen sahiptirler.