TİROİDİTLER:
Tiroide saldırıp onu zedeleyen viral, immün, radyoaktif ajanlar, bir yandan tiroidite neden olurken, öte yandan dolaşıma tiroid hormonunun sızmasını kolaylaştırarak, geçici bir hipertiroidizme yol açabilirler. Bu hipertiroidizm türü çoğu kere tedaviyi gerektirmez, kendiliğinden iyileşme eğilimi gösterir ve ender olarak hipotiroidizmle sonlanır.
Haşimoto tiroiditi (hastalığı), tiroidin lenfositlerle infiltre edildiği en yaygın tiroidit türüdür. Hipertiroidizmle birlikte görülen Haşimoto tiroiditi için Haşitoksikozis terimi kullanılır. Haşimoto hastalığı hipotiroidizm bölümünde geniş olarak işlenmiştir.
a) Subakut tiroidit:
De Juervain, dev hücreli ve granülomatöz tiroidit olarak da bilinir. Lokal ağrı ile birlikte ateş ve kırgınlık gibi sistemik belirtilerle başlar. Nedeninin viral enfeksiyonlar olduğuna inanılmaktadır(1). Otoimmünitenin de etiolojide bir rolü olduğunu ileri sürenler vardır(2). Subakut tiroidit, 2-6 ay kadar süren bir hastalıktır.
Tablo: Subakut tiroiditde belirtiler
LOKAL
Kulaklara yansıyan boyun ve tiroid ağrısı,
Boğaz ağrısı
Yutkunma güçlüğü
Ses kısıklığı
Boyunda şişme
Boyun hareketlerinin ağrılı olması
SİSTEMİK
Yorgunluk, bitkinlik
Ateş, üşüme, titreme
Kilo kaybı
İştahsızlık,
Yaygın kas ve eklem ağrısı
Tirotoksikoz belirtileri
Mikroskopisi oldukca tipiktir(3). Tiroid ince iğne biyopsisinde küçük gruplar oluşturan folikül hücreleri arasında geniş alanları tutan nötrofil, lenfosit ve histiositlerden oluşmuş bir infiltrasyon ve kolloid çevresinde yer alan dev hücreleri dikkati çeker.
Tiroiddeki yaygın enflamasyondan dolayı, dolaşıma normalin üstünde hormon kaçar ve serum T4, T3, tiroglobilin, diğer iyodotironinler ve hatta iyot düzeyi yükselir, TSH düzeyi düşer(4). Tirotoksikoz belirtileri gelişebilir. Bir süre sonra, tiroid hormon depoları boşalır ve hipertiroidizm belirtileri kaybolur. Bu geçici tirotoksikoz hastaların yüzde ellisinde gelişir ve çoğu kere tedaviyi gerektirmez. Tiroid fonksiyonunun normale dönmesi bir kaç ay alır. Bu süre içinde aspirin ve diğer antiinflamatuvar iliçlar tiroid ağrısını ve sistemik belirtileri kontrol altına almaya yeter. Daha ağır olgularda prednizon denenebilir(5).
b) Tiroidin enfeksiyonları
Bakteri ve parazitlere bağlı tiroid enfeksiyon ve enfestasyonları tiroid fonksiyon bozukluklarına neden olmazlar.
Tiroidin bakteriyel enfeksiyonları oldukca ender olarak karşılaşılan sorunlardır. Tiroidi tutan mantar hastalıkları, parasiter enfestasyonlar daha da ender görülen ekzotik hastalıklardır.
Hemen her organda oldukca sık karşılaşılan enfeksiyonların tiroidi yeğlememesinin nedeni olmalıdır. Kan damarlarından oldukca zengin olan tiroidin beyaz hücreler tarafından çok iyi korunduğu ileri sürülmüştür. Yaygın lenfatik drenajın da tiroidi enfeksiyonlara karşı koruyan bir engel oluşturduğuna inanılmaktadır. İnce, ancak enfeksiyonlara karşı oldukca dirençli fasyalarla diğer dokulardan ayrılan tiroide komşu enfeksiyonların yayılması güçtür.
Bazı hastalıkların tiroidi enfeksiyonlara predispoze ettiği anlaşılmıştır. Bunlar arasında nodüler guatrlar, adenomlar, immün tiroiditler ve kanserler vardır(6,7).
Tiroid ameliyatlarını izleyen yara enfeksiyonlarında bile, enfeksiyonun tiroide yayılması oldukca ender karşılaşılan bir komplikasyondur(8).
Tiroidin parasitik enfestasyonları arasında kist hidatik diğerlerinden daha çok görülür. Hidatik kist her organı tutabilir. Boyun ve tiroid bu hastalık için olağan bir lokal olmamakla beraber, bazı durumlarda ayrıcı tanı içine alınmalıdır. Bu konuda en küçük bir kuşku varsa, kisti aspire etmemeye ve total olarak çıkarmaya çalışmalıdır.
c) Ağrısız postpartum tiroidit: önemi son yıllarda anlaşılmaya başlanan bir hastalıktır. Etiyolojisi ve patogenezi henüz bilinmemektedir. Histolojik incelemeler bu tiroiditin lenfositik tiroidit (Haşimoto) olduğunu ortaya koymuştur. Ancak lenfositik infiltrasyonun daha az yoğun olduğu dikkati çekmiştir(9).
Bu hastalığın postpartum türü, hamileliklerin yüzde 4-8'inde görülür ve sonraki hamileliklerde tekrarlama eğilimi gösterir(10). Postpartum tiroiditin iki karşıt fazı vardır. Önce gelişen tirotoksik fazını, hipotiroidizm fazı izler. Kısa süren tirotoksik faz, özellikle hafifse, gözden kaçabilir ve hastalık kendini yalnız postpartum hipotiroidizm olarak gösterebilir.
d) Akut radyasyon tiroiditi: İyot 131 tedavisinden iki hafta sonra ortaya çıkar. Genellikle hafif lokal ağrı ile niteliklidir. Tiroid bezinde zedelenmiş ve nekroza uğramış folikül hücrelerine karşı gelişen reaktif bir enflamasyondur. Ender de olsa, en azından bazı durumlarda, zedelenen foliküllerden yüksek miktarda tiroid hormonu dolaşıma kaçabilir ve hastalarda hiç umulmadık bir zamanda, tirotoksikozun sistemik belirtileri gelişebilir(11).
e) Riedel tiroiditi:
Riedel struması, invaziv tiroidit olarak da bilinen, son derece ender, adült ve yaşlıların hastalığıdır. Hafifce kadınları yeğler(12). Riedel tiroiditinin Haşimoto hastalığı ile ilgisi yoktur. Aslında, gerçek bir tiroid hastalığı bile değildir! Riedel tiroiditi enflamatuvar fibrosklerozis olarak bilinen(13), nedeni tümüyle meçhul bir grup hastalığın, boyunda, tiroid yakınlarında gelişip, lokalize olan türüdür(14), .
Hastalık boyunda bir kitle ve tiroid büyümesi olarak kendini belli eder. Son derece sert ve katı olan lezyonlar, bir demir yaka gibi boynu çepeçevre sararlar ve trakeayı dışdan sıkıştırıp, dispneye yol açabilirler. Her ne kadar bazı hastalar steroid tedavisine olumlu yanıt verirse de, kesin tedavisi cerrahidir. Ameliyatı oldukca güçtür. Postoperatif hipotiriodizm ender karşılaşılan bir komplikasyondur.
KAYNAKLAR-BÖLÜM-TİROİDİTLER:
1) Fraser, R., Harrison, RJ.: Subacute thyroiditis, Lancet, 1: 382, 1952.
2) Chartier, B., Bandy, P., Wall, JR.: Fc-receptör-bearing blood mononuclear cells in thyroid disorders: increased levels in patients with subacute thyroiditis. J. Clin Endocrinol Metab 51: 1014, 1980
3) Jayaram, G., Marwaha, RK,. Gupta, RK, Sharma, SK.: Cyromorphologic aspects of thyroiditis, a study of 51 cases with funcitional, immunologic and ultrasonographic data. Acta Cytol 31: 687, 1987.
4) Weihl, AC, Daniels, GH., Ridgeway, EC, et al: Thyroid function tests during the early phase of subacute thyroiditis. J. Clin Endocrinol Metab 44: 1107, 1977.
5) Yamamoto, M., Saito, S, Sakurada, T., et al: Effect of prednisolone and salicylate on serum thyroglobülin level in patients with subacute thyroiditis. Clin Endocrinol 27: 339, 1987.
6) Berger, SA, Zonszein, J., Villamena, P.,Mittman, N.: Infectious diseases of the thyroid gland. Rev Invect Dis 5: 108, 1983.
7) Brook, I: The swollen neck.Cervical lymphadenitis, parotitis, thyroiditis, and infected cysts. Infect. Dis Clin North Amer 2: 221, 1988.
8) Colcock, BP, King, ML.: The mortality and morbidity of thyroid surgery. Surg Gynecol Obstet 114: 131, 1962.
9) Nikolai, TF, Brosseau, J., Kettrick, MA, et al: Lymphocytic thyroiditis şith spontaneously resolving hyperthyroidism (silent thyroiditis). Arch Inter Med 140: 478, 1980.
10) Amino, N., Mori, H., et al. : High prevalence of transient postpartum thyrotoxicosis and hypothyroidism. NEJM., 306: 849, 1982.
11) Kaplan, M. M., Fwenik, M. B., et al.: Risk factors for thyroid abnormalities after neck irradiation for childhood cancer. Am. J. Med. 74: 272, 1983.
12) Schwaegerle, SM., Bauer, TŞ., Esselstyn, CB.: Riedels’ thyroiditis. Am. J. Clin. Pathol. 90: 715, 1988.
13) Harach, HR., Williams, ED.: Fibrous thyroiditis. An immunological study. Histopathology 7: 739, 1983.
14) Comings, DE., Skubi, KB., Van Eyes, J., Motulsky AG.: Familial multifocal fibrosclerosis. Ann. Intern. Med. 66: 884, 1967.